Merhabalar, Sevgili Kitap Dostları,
Bir çoğunuzun okuduğu benim de geçen aylarda edindiğim ancak yeni okuyup paylaşma fırsatı bulabildiğim bir kitapla karşınızdayım...
Divan Edebiyatını Sevdiren Adam İSKENDER PALA'nın Yunus Emre'yi anlattığı kitabı "OD"...
Bir garib ölmüş diyeler
üç günden sonra duyalar
Soğuk suyla yuyalar
Şöyle garip bencileyin.
Kitabın Arka Kapağından…
"Biliyorum,
Biz bu ilden gider olduk,
kalanlara selam olsun, demişti;
Yine Biliyorum, Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun, demişti;
Ve Sevgiliye gittiği o geceden sonra adının dilden dile,
Aşkının gönülden gönüle dolaştığını da biliyorum.
Şimdilerde ona kimisi Âşık Yunus,
Miskin Yunus; Derviş Yunus;Varsın onu da desinler.
Ve Türk yurtlarında, onu en çok Bizim Yunus diye çağırırlar.
Biliyorum…
Ten fânidir, can ölmez
Çün, gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür
Canlar ölesi değil"
Kitap Molla Kasım'ın Yunus'un şiirlerinin bazılarını dereye, bazılarını havaya savurması ve yaşadığı pişmanlık üzerine pişmanlığı ve Yunus'u tanıma ve tanıtma çabasıyla başlıyor.. Yunus Emre’nin Bizim Yunus’un ışık yoluna ulaşırken kat ettiği yolu anlatır.
I. Bölüm, RENÇBER’de Yunus Emre’nin ve dönemin halkının yaşadığı sıkıntıları, Moğol istilaları sırasında zulüm gören halkı ve Yunus’un yaşadığı köye saldıran Çekikgözlerin oğlu İbahim’in ölümüne sebep olmaları, Yunus’un yardım getirme çabası, Hacı Bektaş , Aslanlı Hünkar ile tanışma dönemleri, oğlu İsmail’in kaçırılışı ile karısının öldürülüşü anlatılıyor.
II. Bölüm, DERVİŞ’te Yunus’un Taptuk Eme dergahına gidişi, orada Mürşit olma yolunda yaşadıkları, oğlu İsmail’in bu esnada bir celladın yanına satıldığı ve samuel adını aldığı Yunus’un evlat hasreti ve oğlunu bulma çabası , Yunus Emre’nin Mevlana ile tanışması anlatılıyor.
III. Bölüm IŞIK’ta Derviş Yunus’un Mürşit Yunus olmasını ve oğlu İsmail’e kavuşması, İsmail’in babasına duyduğu nefretin (aslında özlem) sevgiye dönüşmesi anlatılıyor.
KİTAPTAN BÖLÜMLER;
Alemde sevgiden büyük bir umut da sevgiden öte bir korku da yoktur. Sevgiliden korkmak, korkunun en yüksek derecesi, sevgiliden umut etmek umudun en yüksek katresidir. Sevgilisi olmayan biri, yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir. (sayfa 20)
“ELİF” adı ebced hesabında “bir” rakamıyla karşılanır. Büyüklerimiz der ki; Elif noktalardan diğer harfler de eliften meydana çıkar. Bütün varlıklar “ALLAH”tan, bütün harfler “ELİFTEN”.. Her harf Elif’in yeni biçim almış halidir. ( sayfa 61)
Burası kalbinin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canı cananı, sevenin canını buradadır. O nokta, kurumuş bir damla kandan ibarettir. Adına sevda denir, siyaha çalan rengi yüzünden ona sevda derler. Bütün tecelli denizleribütün aşk ve ihtiras fırtınaları işte o bir damla kanın içinde dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa parçaları bütün vücuda dağılır. (s. 120)
KİTAPTAN NOTLAR;
Roman boyunca Yunus’un Mürşit olma yolu Rençberlikten başlanarak anlatılıyor.
Kaybolan oğlu İsmail’e özlemi onu bulma çabası çok sık işleniyor. Ölen eşi yıldızım dediği Sitare (asıl adı Elif)’ye olan aşkının Allah aşkına dönüşümü ince ince işlenerek anlatılıyor. (Tasavvuf inancı)
Yunus Emre’nin Dizeleri ile bölümlere başlanması, Paragraf aralarında düz yazı gibi dizelere yer verilmesi, şiirlerin yazıldığı ortamı ve olayları anlatmak bakımından çok güzel bir tad bırakıyor..
Daha önce okuduğum İskender Pala romanlarıyla kıyaslanacak olursa, roman diğer eserlerine göre (Katre-i Matem, Şah ve Sultan…) daha sade bir dille yazılmış. Bu benim açımdan daha keyifli okunmasını sağladı kitabın..
Romanla ilgi yapabileceğim tek eleştiri romanın çok durağan olması. Ya da bana öyle geldi..
GÜZEL BİR HAFTA GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE..
GÜNÜNÜZ KİTAPSIZ GEÇMESİN..
SEVGİLER...