24 Haziran 2016 Cuma

FRANZ KAFKA – DÖNÜŞÜM

 MERHABALAR,

Sizlerle Franz Kafka’nın “Dönüşüm”ünü paylaşmadan önce yazara ait cümlelerle başlamak istiyorum yazıma. Bu cümleler yazarın kendi eserini çok güzel tanımlıyor bence;

“Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var... Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay.” 


ARKA KAPAK

Franz Kafka’nın 1915’te yayımlanan Dönüşüm adlı öyküsü, yazarın, anlatım sanatının doruğuna ulaştığı bir eseridir. Küçük burjuva çevrelerindeki yozlaşmış aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen bu uzun öykü, aynı zamanda toplumun dayattığı, işlevini çoktan yitirmiş kalıplara bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı bir biçimde dile getirir. 
Kitabın değişim olarak bilinen adının gerçekte dönüşüm olduğu ifadesini Ahmet Cemal’in açıklamasında bulur: “Gregor Samasa’nın bir sabah kendini yatağında bir böcek olarak bulması, salt bir değişim değil fakat “başkalaşım”dır. O, insanlığını koruyarak bazı değişiklikler geçirmemiştir; artık farklı bir canlı türü olmuştur.”
Bu açıklama, Kafka’nın eserini tanımlarken kullandığı ifadeyle de örtüşür. “Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var… Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay.”


ÖZET,

Öyküye başlarken;
“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, kahverengi, sertleşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere ayrılmış karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan neredeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği hiçbir nokta kalmamış gibiydi. Gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin önünde çaresizlik içerisinde parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı.” 

Gregor Samsa bir sabah uyandığında, kendini bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. Odasına göz attığında herhangi bir değişiklik yok gibidir. Biraz uyusa, uyanınca her şey yoluna girecektir belki de. Sağına dönüp uyumaya çalışır ancak yeni bedeniyle ne kadar uğraşırsa uğraşsın sağına dönmesi imkânsız gibidir. Bu esnada Gregor işini düşünmeye başlar. Erkenden kalkışını, yolculuk etmekle geçen günlerini… Ama her ne kadar işinde çok yorulsa ve bundan memnun olmasa da işini değiştirmesi imkânsız gibidir. Çünkü babasının patronuna borcu vardır. Babasının borcu bittiğinde patronuna gerçek düşüncelerini söyleyecek ve işi bırakacaktır. Ama buna daha çok vardır. Şimdi kalkmalı ve kaçırdığı trenden sonraki trene yetişmelidir. Zira beş yıllık çalışmasında hiç hastalanmamış, hiç geç kalmamıştır. 

Bu esnada kapı çalınmaya başlar. Önce annesi kapıyı çalar, ardından babası kapıyı yumruklar. Neyse ki kapı kilitlidir de içeri giremezler. Gregor’un niyeti kalkıp kahvaltı etmek yapacaklarını düşünmek ve karara varmaktır. Denetim altına almakta zorlandığı minik bacakları kalkmasına izin vermez. Bu sırada mağaza müdürü de Gregor’u sormaya gelir. Sonunda kendini yataktan atarak inmeyi başarır. 

Ancak kapıyı açamaz. Ailesi ve müdürü başta Gregor’un hasta olduğunu düşünürler. Yoksa işine gitmemesinin başka açıklaması yoktur. Gregor da hasta olduğunu, işten kaçmak gibi bir niyeti olmadığını, toparlanır toparlanmaz yola çıkacağını söyleyerek müdürü iknaya çalışır. Babası kız kardeşi Grete’yi doktor ve çilingir için dışarı yollar.

Gregor böcek bedeniyle büyük bir çaba harcayarak ayağa kalkmayı ve anahtarı kendine zarar verme pahasına çevirmeyi başarır. Manzara dışarıdakiler için korkunçtur. Gregor onlarla iletişim kurmaya çalışsa da çabaları boşunadır. Bu çabalar onları daha fazla korkutmaktan başka işe yaramaz. Annesi babasının kollarında bayılır, müdür koşar adım uzaklaşır. Babası onu bir darbe ile bayıltır.

Gregor uyandığında akşam olmuştur. Kendisini odasında yaralı bulur. Çok da açtır. Kız kardeşi Grete’nin bıraktığı sütü içemez. Sabah sütün içilmediğini gören Grete eski bir gazete üzerine çeşitli yiyecekler koyarak Gregor’un neler yiyebileceğini kestirmeye çalışır. Gregor’un bakımını böylece kız kardeşi üstlenir. Grete, Gregor’un bir gün eski haline dönüşeceği umudunu da korur. 

DAHASI KİTABIMIZDA...


KİTAPTAN NOTLAR

Kafka’nın “Dönüşüm”ü üzerine çok yazılmış; pek çok akademisyen üzerine tezler psikolojik çözümlemeler yapılmış olduğundan üzerine görüş bildirmek gerçekten zor. Edebiyat eğitimi almamış bir kitapsever olarak izlenimlerimi paylaşmak istiyorum sizlerle…

“Dönüşüm” benim okuduğum ilk Franz Kafka kitabı. Kafka’ya, sosyal medyadan blog âlemine, edebiyat dünyasından, psikoloji analizlerine pek çok yerde rastlamama ve merak etmeme rağmen okumaya ancak fırsat bulabildim. Ve bu gecikmeden dolayı da pişman oldum doğrusu... Ardından kitabı defalarca okudum ve her okumamda farklı ayrıntılar yakaladım. Ve bu kadar az sayfada anlatılan bir hayatın neden bu kadar sevildiğini, üzerine neden bu kadar çok konuşulduğunu anlamış oldum.

Kitabımız son derecece vurucu bir cümleyle başlamakta: “Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Kitap ardından bu eksende devam etmekte. Gregor Samsa her ne kadar “böcek” olarak uyansa da bu durumu yadırgamak yerine işe nasıl gideceğinin telaşına düşmekte. Çünkü babasının patronuna borcu bulunmakta ve bu borç Gregor’u patronun kölesi yapmakta. Gregor, bir trenden inip ötekine binerek yaptığı pazarlama yolculuklarına ve katlanılmaz baskısına bu nedenle katlanmaktadır.

Ben ilk okumaya başladığımda Gregor’un “böcek” olmaktan kurtulmak için çaba sarf edeceğini düşünmüştüm. Ancak yanıldım. Tam tersi Gregor “böcek”likten kurtulmak bir tarafa böcek olarak odasının hapishanesinde yaşamına devam etmekte kitabımız boyunca. Kitap ile ilgili bilgi paylaşan pek çok adreste yazarın kendisini “parazit”e benzeten babasına bir göndermek olduğu düşünülmektedir.

Kitaptaki hikâye her ne kadar gerçek dışı olsa da Gregor’un ve ailenin durumu son derece doğal kabul etmesinden midir “böcekinsan”ı son derece doğal buldum bende. Hatta bu kısımları okurken böcek gibi değil de hasta bir insanın hikâyesini okur gibi hissettim. ( Gregor bana felç geçiren ya da bakıma ihtiyaç duyan birisi gibi geldi.) Ailesinin tüm kötü muamelesine rağmen Gregor’un hala ailenin borçlarını düşünmesi, onların çalışmasına üzülmesi de derin bir acı hissi uyandırdı bende. Gregor köle gibi çalışırken umurunda olmayan aile rahatı kaçınca adeta Gregor’a düşman olmakta ve başlarda Gregor’un bakımıyla ilgilenen kız kardeşi bile ondan kurtulunması gereken bir fazlalık gibi bahsetmekte. Gregor çalışamayınca mecburen çalışan ailenin Gregor çalışırken neden ona yardımcı olmadığı da bir muamma…

Oda hapishanesinde yaşayan Gregor, odasından çıkmak istediğinde babası tarafından saldırıya uğramakta ve çok geçmeden de ölmekte. Bu kısımda hiç değilse aileden oğullarının ölüsüne saygı bekledimse de yine hayal kırıklığına uğradım. Gregor’un böcek bedeni hizmetçi kadın tarafından süpürülüp ortadan kaldırılmakta. Aile ise yas tutmak yerine yeni bir hayatın ilk gününü yaşamaya başlamakta. O gün anne ve baba kızlarının ne kadar büyüyüp güzelleştiğini fark etmeleri üzerine acaba Gregor’un yerine yeni kurban Grete mi olacaktır diye düşünmeden edemedim ve asıl böceğin ailenin babası ve annesi olduğuna emin oldum.

Aslında kitap ile ilgili çok söylenecek çok söz var. Son olarak kapağa değinmek istiyorum. Yazarın kitap kapağında “Böcek” imgesinin görünmemesini istemesine rağmen yayınevlerinin bu konuya hassasiyet göstermemesi bence yazara saygısızlık olmuş diye düşünüyorum. 

YENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE.. 

SEVGİLER.. 

13 yorum:

  1. önemli kitap yaa de mi. gregor. unutulmaz karakter :)

    YanıtlaSil
  2. Genclik yıllarımda okumustum ama her degerli kitap iki kez okunmalıymıs tekrar okumalıyım diye düsündem sevgili Emine sizin postu okudugumda Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. yazın sıcakta kitap okunmuyooo değil miiii :)

    YanıtlaSil
  4. Benim de bu kitabı bir kere daha okuma yaşım geldi sanırım ...

    YanıtlaSil
  5. İncecik ve akıcı bir kitaptı. Sevgiler. ☺

    YanıtlaSil
  6. Çok sevdiğim özgün bir kafka kitabı. Alıntıları bile ayrı güzel. Çok güzel olmuş yorumunuz ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  7. Gerçekten derinden etkileyici bir yapıt.

    YanıtlaSil
  8. tüm yorumlara çok teşekkürler sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Harika ve carpici bir kitap...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitabı iki kelime ile tanımlamak istesem çarpıcı bunlardan kesinlikle biri olurdu. yazarın baş yapıtlarından.

      Sil
  10. Merhabalar,

    Modern dünya edebiyatının ikonik ve özgün yazarlarından biri olan Franz Kafka’nın aklımda kalan 12 çarpıcı aforizmasını okumanız için sizinle de paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/altini-cizdigim-12-carpici-aforizma/

    -Kendinizi insanlığa bakarak sınayın. Bu, şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür.
    -İnsanların tüm hataları sabırsızlık, yaptıkları işi sonuçlandırmaya yönelik yöntemleri erkenden terk etme ve sözde sorun gibi görünen bir olguyu belirgin bir sorun haline dönüştürmelerinden kaynaklanır.

    Umuyorum ilgiyle okursunuz,
    sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için zaman harcadığınız için Teşekkürler...

Blog sahibi olmayan ziyaretçiler Anonim'i işaretleyip, yorum bırakabilirler.

ARGO İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAZ.

Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görünecektir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...