MERHABALAR;
KİTAPLARIM OLMADAN ASLA'NIN SEVGİLİ TAKİPÇİLERİ...
“İki
masalı vardı onun. Biri kendisinindi, bu masalı kimse bilmezdi. Ötekini ise ona
dedesi anlatmıştı. Sonra ikisi de yok olup gitti. Şimdi anlatacaklarımız
bununla ilgilidir.” ( Sayfa 5, Kitaba başlarken…)
Aytmatov denince çoğumuzun aklına "SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM" gelir. Bir filmde karakterlerin biri diğerine "BEYAZ GEMİ"yi hediye ettiğinden beri merak ettiğim kitaplardan biridir; Beyaz Gemi. Geçtiğimiz günlerde okul kitaplığına hediye gelen kitapların içerinde görünce bu güzelliği ilk okuyan ben olmak istedim. Kitap kolisinde bu güzellikle karşılaşmak beklenmeyen bir armağan gibiydi.Okuduğum ilk Cengiz Aytmatov kitabıydı. Bu keyifli okumayı paylaşmak istiyorum sizlerle...
ARKA KAPAK
İyi yürekli dedesinin himayesine terk edilmiş küçük oğlan balık olmayı, böylece Isık-Göl’de yavaşça seyreden beyaz gemiye ulaşmayı düşler. Gemide hiç görmediği babası vardır; çocuğun yanı başındaysa engin ve korkutucu bir orman... Dedesi hamarat Momun küçük torununa kimsesiz çocukların ve ormanın koruyucusu Boynuzlu Geyik Ana’nın masalını anlatır durmadan. Boynuzlu Geyik Ana ormanın içinden elbette çıkıp gelecektir; gelişiyle insan gaddarlığının bütün gerçekliğini gözler önüne sererek…
İyi yürekli dedesinin himayesine terk edilmiş küçük oğlan balık olmayı, böylece Isık-Göl’de yavaşça seyreden beyaz gemiye ulaşmayı düşler. Gemide hiç görmediği babası vardır; çocuğun yanı başındaysa engin ve korkutucu bir orman... Dedesi hamarat Momun küçük torununa kimsesiz çocukların ve ormanın koruyucusu Boynuzlu Geyik Ana’nın masalını anlatır durmadan. Boynuzlu Geyik Ana ormanın içinden elbette çıkıp gelecektir; gelişiyle insan gaddarlığının bütün gerçekliğini gözler önüne sererek…
“Dedemin daha bir nice masalı vardır! Kimi üzücüdür,
kimisi acıklı, insan dinledikçe gözleri yaşarır. Ama ben bunlardan en çok
Boynuzlu Geyik Ana masalını severim. […] Bu masalı sen de biliyor musun, baba?
Dedem masalda anlatılanların hepsinin doğru olduğunu söylüyor. Bir zamanlar
olmuş bu şeyler. Biz hepimiz Boynuzlu Geyik Ana'nın çocuklarıymışız.”
ÖZET
Roman
annesi ve babası ayrılınca dedesi tarafından büyütülen yedi yaşını doldurmuş,
sekizine basmakta olan bir çocuğun gözünden dünyayı anlatmaktadır. Isık –gölü
kıyısında San-Taş vadisinde korucuların evlerin bulunduğu orman
kenarında yaşamaktadır kahramanımız. Burada
topu topu üç ev vardır. Dedenin ikinci eşi olan nine ile dedeyle yaşamaktadır
küçük çocuk.
“Peygamber
olan peygamberliğini bilmez ki! O da hepimiz gibi insandır. Yalnız haydutlar
bilirler haydutluklarını.” (Sayfa 45)
İkinci evde dedenin kızı Bekey teyze ile damadı Orozkul
yaşamaktadır. Orozkul
orman işçilerinin amiri konumundadır. Aynı zamanda Momun’un kızı ile evlidir.
Çocuğu olmayan Orozkul, içki içip, eşini sürekli dövmektedir. Momun ise buna
seslenememektedir; çünkü Orozkul'un yanında çalışmaktadır. Yaşlı olduğu için bu
saatten sonra başka yere gitmeye cesareti yoktur. Aynı zamanda nine de
Momun’a engel olmaktadır. Üçüncü evde Seydahmet ve karısı bebekleriyle
yaşamaktadırlar.
“Avunduğum
başka bir şey daha var: İnsanın çocuksu, temiz vicdanı tohumun içindeki öz
gibidir. Bu öz olmadan hiçbir tohum gelişemez ve bizleri ileride ne beklerse
beklesin, insanlar da yaşadıkça hak,doğruluk denen bir şey de var olacaktır.” (Sayfa
182, Kitabı bitirirken;)
Dedesinin
anlattığı masallarla büyüyen çocuğun hayal dünyası oldukça zengindir. Sürekli
hayaller kurar. Kendince isim verdiği kayalarla konuşur. Dedesinin dürbününü
eline alıp çevreyi seyredip düşünür. Dürbününden sonra en yakın arkadaşı
dedesinin kaptıkaçtı çerçisinden aldığı okul çantası olur.
Özellikle,
çocuk Boynuzlu Geyik Ana masalını çok
sevmektedir. Aynı zamanda dedesiyle birlikte bu masala inanmaktadır.
Dedesinin
yaptığı gölün sığ bölümünde taşlarla çevirdiği havuzda yüzen çocuk balık olmayı
istemekte ve böylece Isık Göl'deki Beyaz Gemiye ve hayalindeki babasına
kavuşacağı günü düşlemektedir. Düşlerinde babasıyla konuşmaktadır.
"Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!"
"Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!"
DEVAMI KİTABIMIZDA....
KİTAPTAN
NOTLAR
Kitabı kapattığımda içimde biriken, üzüntü, acıma, öfke gibi
duygulara engel olamadım. Kitaptaki çocuğa sıkı sıkı sarılmak istedim. İyi ki öğretmenim, iyi ki sıkı sıkı
sarıldığım çocuklarım var. Kitabın duygusallığıyla kiminin gözlerinin ışığında,
kiminin kurduğu hayallerde gördüm roman çocuğunu. Derinden hissettim bekleyişini,
çaresizliğini.
Yazarı ilk defa okumakta birlikte yazarın kahramanın
başından geçenleri okuyucuya hissettirme gücü beni etkiledi. Koşarken çocuklar
birlikte nefes nefese kalıyorsunuz, inandığı değerler yıkılıp gidince, onunla
yıkılıyorsunuz. Muhteşem bir anlatım olmuş bence.
Yazarın geçmiş ile gelecek arasında masal yardımıyla köprü kurması da çok güzel olmuş. Dedemin de anlattığı bir masal vardı. bazen hatırlarım. o geldi aklıma .Kısacası kitap yüreğime dokundu.
Yazarın geçmiş ile gelecek arasında masal yardımıyla köprü kurması da çok güzel olmuş. Dedemin de anlattığı bir masal vardı. bazen hatırlarım. o geldi aklıma .Kısacası kitap yüreğime dokundu.
Bu ayki alışverişime yazarın kitaplarından eklemek niyetindeyim.
Önerileri olanlar varsa; paylaşırlarsa sevinirim…
YENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE…
SEVGİLER...