5 Temmuz 2019 Cuma

HARUKİ MURAKAMİ – SAHİLDE KAFKA (KAFKA ON THE SHORE.)

Merhabalar Kitaplarım Olmadan Asla Blogu Değerli Takipçileri…

“Yerine göre, kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer. Sen de, ondan kurtulmak için ayağını bastığın yeri değiştirirsin. Bunun üzerine fırtına da sana ayak uydurmak için yönünü değiştirir. Bir kez daha bastığın yeri değiştirirsin. Tekrar tekrar, sanki şafaktan hemen önce ölüm tanrısıyla yapılan uğursuz bir dans gibi, aynı şey tekrarlanıp gider. Neden dersen, o fırtına uzaklardan çıkıp gelmiş herhangi bir şeyden farklıdır da ondan.

O fırtına aslında sensindir. O yüzden yapabileceğin tek şey, teslim olup ayağını dosdoğru fırtınanın içine daldırarak, gözlerini kum girmeyecek şekilde sımsıkı kapatıp adım adım fırtınanın içinden geçmektir.
Orada, muhtemelen ne güneş ne de ay, hatta ne yön ne de zaman vardır. Orada, kemikleri bile parçalayacak kadar keskin beyaz kum tanecikleri gökyüzünde dans eder. İşte öyle bir kum fırtınası canlandır gözünde.”(Sayfa 11-12)


ARKA KAPAK
Kafka Tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ama babasının bir “düzenek” gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibipeşindedir… Kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu yaşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar.

Sahilde Kafka, XXI. yüzyıl edebiyatına damgasını vuran, kitapları bağımlılık yaratan kült yazar Haruki Murakami’den, hayatın yavan gerçekliğine karşı büyülü bir dünyanın kapılarını açan bir roman.


ÖZET
“Sahilde Kafka” pek çok kahramanın ancak ana iki kahramanın öyküsünü paralel anlatmakta ve bu karakterlerin yollarını dolaylı da olsa kesiştirmektedir. Romanda tek sayılı bölümlerde anlatılan birinci öykü, Kafka Tamura’nın on beşinci yaş gününde evden kaçmasıyla başlar.

“İki insanın kol ağzı sürtmüşse bir nedeni vardır.” (Sayfa 47)

Kafka Tamura onbeş yaşına geldiğinde babasının onun zihnine işlediği lanetten uzaklaşmak için evden kaçar. Ancak lanet tarafından adeta bir mıknatıs gibi çekilir. Dünyaca ünlü bir heykeltıraş olan babasının kehanetine göre, büyüdüğünde hem babasını öldürecek,annesi ve ablasıyla çiftleşecektir.  Annesi üvey ablasını da alarak henüz Kafka Tamura dört yaşındayken evi terk etmiştir. Kafka ikisini de hatırlamaz. Elinde sadece ablasının bir fotoğrafı vardır. Annesinin adını bile bilmez.


Çift sayılı bölümlerde ise, altmışlık Nakata’nın çocukluktan itibaren yaşam öyküsü anlatılır: İkinci Dünya Savaşı sırasında,Nakata bir çok çocuk gibi korunması amacı ile bir köye yerleştirilir. Henüz dokuz yaşındayken, Nakata ve sınıfındaki diğer öğrenciler, mantar toplamaya gittikleri tepede ne olduğu bilinmez bir saldırı sonucunda bayılırlar. Bu ne olduğu bir türlü anlaşılmayan, askeri kayıtlarda saklanan saldırı garip bir uykuya sebep olur. 


Öğretmenlerini ve değer yetişkinlere zarar vermeyen saldırı on altı çocuğun birkaç saat boyunca bilinçlerini yitirmelerine neden olur. Ancak diğerlerinin aksine Nakata, uyanamaz. Birkaç hafta süren garip bir koma halinde kalır. Askeri hastanede uyandığında, ne ailesini hatırlar ne de okuma yazmayı, oysa bu tuhaf olaydan önce sınıfın en akıllı öğrencisidir.


Nakata’nın zihnindeki her şey silinmiştir. Okumayı bile unutmuştur. Ancak nasıl olduysa, kedilerle konuşabilme yeteneği geliştirmiştir. Genç Kafka ile yaşlı Nakata’nın önceleri bağlantısız görünen ama sarmal ilerleyen hikâyeleri ortak bir buluşma noktasına doğru ilerler.

İki kahraman Japonya’nın Şikoku adasında Takamatsu’ya mıknatıs tarafından çekilen toplu iğne gibi, yol alırlar. Neden buraya geldiklerinin mantıklı bir açıklaması yok gibidir.

Yolculuklarında karşılarına yardımsever insanlar çıkar. Kafka önceleri otelde kalır. Bu sırada kütüphaneye gidip gelirken Oşima ile tanışır. Babasının öldürülmesi ve polisin kayıp Kafka’yı araması üzerine otelden ayrılır. Kalacak yeri yoktur. Önce Şikoku’ya yolculuk sırasında tanıştığı Sakura’nın evinde kalır. Ardından Oşima sayesinde hem kütüphanede işe girer hem de kütüphanenin misafir odasında kalır.
“Artık özgür olduğumu düşünüyordum. Gözlerimi kapatıp yalnızca ne kadar özgür olduğumu düşündüm. Oysa özgür olmanın ne anlam ifade ettiğini, henüz tam olarak anlayabilmiş değildim. Anlayabildiğim tek şey, artık yalnız olduğumdu. Yalnız ve bilmediğim bir yerde. Pusulasını ve haritasını kaybetmiş bir gezgin gibi. Özgür olmanın anlamı bu muydu acaba? Bunu bile tam olarak anlayabilmiş değilim. Bu düşünceleri kafamdan atmaya karar verdim.” (Sayfa 64)
Nakata’nın yol göstericisi ve yol arkadaşı ise yoksul çevrede büyümüş bir kamyon şoförüdür. Çok sevdiği dedesine benzettiği Nakata’ya yardım etmek, onunla yolculuğa çıkmak hayatının geldiği noktasında önem kazanır.
Nakata ve Kafka’nın yolu kütüphanenin yöneticisi ve aynı zamanda Kafka’nın annesi ile nasıl kesişecektir…
DEVAMI KİTABIMIZDA…


KİTAPTAN NOTLAR

Kumandanı Öldürmek, benim okuduğum ilk Haruki Murakami kitabı oldu. Yazarın kitaplarını sondan başlayarak okumaya başlamış oldum. Sahilde Kafka İle Kumandanı Öldürmek’i kıyaslayacak olursak, kitaplar arasında metaforik anlamda pek çok benzerliğin olduğunu söyleyebiliriz. Kumandanı Öldürmek’te kitaba adını veren bir tablo varken, Sahilde Kafka’da kitaba adını veren bir plak ve ona konu olan bir tablo bulunmaktadır.

“Goethe’nin dediği gibi, dünyadaki her şey metaforlardan ibarettir.” (Sayfa 150)

Her iki kitapta da anne- baba kısacası ebeveyn- çocuk ilişkileri mesafeli hatta özellikle baba figürü, soğuk, sevgiden uzak hatta tehditkârdır. Sahilde Kafka’da Oedipus’a yapılan gönderme baba- oğul ilişkisinin boyutunu gözler önüne sermektedir.


Kumandanı Öldürmek bana Strauss’un Güllü Şövalye’sini kazandırmıştı. Bu kitap boyunca da Beethoven’in Arşidük Üçlüsü’nü dinledim. Yazarın rafine müzik zevkine de hayran kaldım doğrusu. Kitabı okuyacak olan kitap dostlarına müzikler de tavsiye edilir.

“Sorumluluk rüyalarda başlar !!!” (Sayfa 187)

Kitap boyunca pek çok karakteri sevsem de; Karga’nın yeri ayrı oldu benim için. Kafka Tamura’ya yol gösteren, onu uyaran Karga herkese lazım bir içses bence. Bu arada Franz Kafka sever bir okur olarak, Kafka’nın “karga” çekçe Karga anlamına geldiğini okumuştum yazara dair yazılarda. Kitapta da aynı ayrıntının geçmesi hoş bir tesadüf oldu. Ayrıca yazarın 2006 Sahilde Kafka ile Franz Kafka Ödülü’nü ve World Fantasy Ödülünü aldığını da söylemeden geçemeyeceğim. Bir de Franz Kafka’nın babası ile ilişkisinin, romandaki Kafka’nın babası ile benzerliğinden yola çıkacak olursak yazarın on beş yaşındaki delikanlı ile Franz Kafka arasında bağ mı kurduğunu merak etmekteyim.


Kumandanı Öldürmek’de baş karakter Ressam ile, karısı Yuzu ikisinin ortak gördüğü ima edilen rüyada birlikte oluyorlar. Sahilde Kafka’da ise; Kafka Tamura lanette olduğu gibi, ablası Sakura ve annesi Saeki ile yine rüyasında birlikte olur. Annesi ile gerçekten de birlikte olur sonraları. Bu iki sahne de yazar kendini tekrarlamış gibi geldi bana. Bunun dışında başka benzerlik ve tekrarlar da var elbette.

“İnsan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, kişisine göre değişmekle birlikte az ya da çok hüzünlenir.” (Sayfa 415)

Kitapta yukarıdaki yorumumdan da anlaşılacağı üzere pek çok cinsel içerikli sahne mevcut. Bu sahneler Kumandanı Öldürmek’te de bolca bulunmaktaydı. Bu tarz sahneler kurguya hizmet ettiği süreçte kullanılabilir ancak Albay Sanders’in işlevleri işler hale getirmek için Hoşino’ya verdiği bir tür rüşvet olan escort kız ile Hoşino’nun sahneleri gereksiz geldi. Bana zaten Hoşino o rüşvet olmasa da Nakata’ya yardım edecekti. 

“Mutluluğun tek bir türü vardır, ama mutsuzluk bin bir şekilde ve büyüklükte gelebilir. Tolstoy'un dediği gibi: 'Mutluluk masal, mutsuzluk ise öyküdür.”(Sayfa 225)

Romanın ilerleyen bölümlerinde Tamura’nın kaldığı dağ kulübesini çevreleyen ormanda karşılaştığı ve ona yol gösteren II.Dünya Savaşı ölmeye ya da öldürmeye katlanamadıkları için zamanın dışına çıkan iki imparatorluk askeri ile karşılaşır. Bu askerler ormanda kayboldukları yaşta ve görünümdedir. Paralel evrenin kapısında beklerler. Ancak Tamura bu askerlerle karşılaşacağını bilir gibidir. Ve bu olaya hiç şaşırmaz. Sanırım Büyülü Gerçekliğin en güzel tarafı bu. Olağanüstü olayları olağan anlatma becerisi. Bu ksım da kitapta sevdiğim kısımlardan oldu. Ayrıca bu kısımda ormanda işaretler bırakan Tamura bana Hansel ve Gratel masalını hatırlattı.




“Yanlışı kendiliğinden kabul edebilme cesaretin varsa, geri dönebilirsin.” (Sayfa 258)

Kafka dışında Tolstoy, Charles Dickens, Çehov, Shakespeare da kitapta satır aralarında yerlerini alan yazarlar.
Ancak kitabın kahraman kadrosu içinde gereksiz olduğunu düşündüklerim de oldu. Kütüphaneye gelen feministler, Nakata’yı taşıyan farklı kişiler, bazı kediler… Acaba bu karakterlerden bu denli bahsedildikten sonra bir yere bağlanacak mı derken; yok olup gittiler. Oşima’nın cinsel tercihini öğrenmemiz için Feminist kadınlara ihtiyaç yoktu.


Önceki kitapta ücretli poşet gözüme çarpmıştı. Burada da köprü olayı ilgimi çekti ve bizdeki duruma benzettim. Alıtılyı paylaşmadan edemeyeceğim.

“O köprünün yapımı için çok fazla zaman ve çok para harcandı. Gazetelere bakılırsa, köprü ve otobanı işleten konsorsiyum, yılda 100 milyar yen zarar ediyormuş. Bunun büyük bir kısmı bizim ödediğimiz vergilerden karşılanıyor.” (Sayfa 523)

Nakata çocuk olduğu ve II. Dünya Savaşı esnasında geçen olay. Kitabın ilginç ayrıntılarından. Bu olay sezdirilse de tam açıklığa kavuşmuş değil. Ben kitabın sonunda Nakata’nın gölgesine ve unutmuş olduklarına kavuşmasını beklerken; ölümüyle hayal kırıklığına uğradım.
Kitap ile ilgili değinmek istediğim diğer bir nokta da; tamamlanmamışlık duygusu oldu. Bu durumu daha önce Komutanı Öldürmek’te de yaşamıştım. Nakata neden akılsızlaşmıştır?Neden gölgesi yok oldu ve geri gelmedi?Neden Kafka Tamura’nın babası böylesine bir kehanette bulunuyor?Saeki Hanım Kafka Tamura’yı bırakıp, üvey kızı ile gitmiştir?
Neden gökyüzünden istavrit, sardalye ve sülük yağar?
Kafka Tamura’nın önüne neden bir tane de kötü biri çıkmaz?
Albay Sanders, Johnny Walker tam olarak neyi simgelemektedir?
Nakata neden Sahilde Kafka resminin içindedir?....


Sanıyorum yazarın tarzı okuyucuyu soru işaretleri ile bırakmak. Bir de kitabı olduğu gibi kabullenip okumak, olağanüstülükleri okumak keyifli. Ancak metaforlar acaba ne anlama geliyor diye düşünerek okumak yorucu bir hal alabilir. Ama İhsan Oktay Anar’dan alışık olduğum  bu tarzı sevdiğimden benim için keyifli oldu diyebilirim.

“İnsan kaderini değil kader insanı seçer.” (Sayfa 281)

Aslında kitabın adı ve Kafka'nın Çekçe "Karga" olmasının yanında kitapta fazlaca yer almıyor. Ancak yine de kitap ile Kafka'yı görsel olarak bir araya getirmeyi uygun buldum. Fotoğraflar okuyucularımı yanlış yönlendirsin istemiyorum. 

YENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE…

Not: Etiketli görseller dışındaki görseller ALINTIDIR.

25 yorum:

  1. Kahramanın babasını öldürmesi, ablasıyla çiftleşmesi ve evden kaçması belki de yazarın kendi yaşamından kesitler barındırıyor olabilir, bahsettiğim şeyleri pek beğenmedim ama bunun dışında özetiniz de çok güzel tespitler var. Bu yönüyle okumayı fazlasıyla hak etmektedir. Çok teşekkürler Emine Hanım yeni çok güzel bir tanıtım hazırlamışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap içerisinde bahsi geçen ensest unsurlar okurken beni de çok rahatsız etti elbette. Ancak yazarın kullandığı dil, kurgusu pek çok ögenin önüne geçmiş.

      Sil
    2. Teknik açılardan çok güzel bir eser olabilir ancak beni sadece kitabın teknik yönü ilgilendirmez. Ben kitapları okurken paradigmalarıma uyumlu olmalarını ve benim manevi dünyamı incitmemesini de beklerim. Aslında ben okuduğum kitabın kahramanı olurum ve kahraman ne yaparsa ben de onu yaparım. Belki de bu durum bana özgü olabilir. Bundan dolayı kitabın muhteviyatı benim için çok önemlidir Emine Hanım. Çok teşekkür ederim.

      Sil
    3. Ancak burada lanet ve onun gerçekleşmesi, kaderin gerçekleşmesinden kaçılamayacağına bir vurguydu bence. Karakter babasından çok uzakta olmasına rağmen babası öldüğünde üstü başı kan oldu...

      Sil
    4. Evet ''kaderden kaçılmaz'' bakış açısı çok önemli. Çok teşekkürler.

      Sil
  2. Bu yazarın kitaplarını keyifle okuyorum ama sonrasında hiçbir şey bırakmıyor bende. Metafor anlamakta çok kötüyüm zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yeni yeni okuyorum yazarı... yaptığınız tanımlama çok güzel keyifle ve hızla okunuyor, etkileyiciliği fazla ma kalıcılığı az gibi. 1Q84'ü çok merak ediyorum. onu da okuma istiyorum.

      Sil
  3. Murakami okumaya başlamam lazım ve herkes başlayacaksan Sahilde kafka ile başla diyor bakalım

    YanıtlaSil
  4. Kitap analizlerinizin devamını dilerim.

    YanıtlaSil
  5. Murakami ile geçen yıl tanıştım sevgili kozmokitap sayesinde ve çok sevdim. Sahilde Kafka da en beğendiğim kitaplarindandi. Daha bir iki kitabi var kütüphaneden alacağım 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de İmkansızın Şarkısı ve 1Q84'ü merak ediyorum. Listemde var.

      Sil
  6. Murakami'den ilk olarak 1Q84 ü okudum. Çok uzundu ama yine de keyif almıştım okurken. Sonra bir ya da iki kitabını daha okudum ve Murakami'nin tarzının bana göre olmadığını anladım. Ben kitap bitince eeee ne oldu şimdi demeyi sevmiyorum, beni muallakta bıraksın istemiyorum :) O yüzden Murakami ile yolları ayırdık.

    Bu arada şu köprü olayı beni şaşırttı, ben de sadece bizim ülkemizde oluyor sanıyordum böyle şeyler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de listemde okunacak Murakami kitaplar var... KUmandanı Öldürmek'te de ücretli poşet uygulaması ile ilgili bir şey vardı satır aralarında. sadece bizde olmuyormuş bu tarz olaylar..

      Sil
  7. İlgi çekici bir kitap, bu kitabı mutlaka listeme dahil edeceğim. Fırsat bulursam da kendimce analizini yapacağım. Paylaşım için teşekkürler ediyorum.

    YanıtlaSil
  8. Murakami kitapları okumadım hiç. Bu paylaşımdan sonra okumam gerekiyor sanırım. Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım okuyunca benim kadar beğenirsiniz yazarın tarzını...

      Sil
  9. bikaç tane okudum murakami. bunu okumadım ama önemliymiş bak. yeni kitabı çıktı. doğum günü kızı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de listemde alınacak Murakami kitapları var... umarım en kısa sürede edinirim. :)

      Sil
  10. Imkansizin Şarkısı'ni tavsiye ederim..

    YanıtlaSil
  11. Haruki Murakami yi çok sevdiğim bir idol önermişti. Sırf o önerdi diye alıp 2 kitabını okumuş ve pek bana hitap eden bir yazar olmadığını görmüştüm. 1 yıllık ara koymuştum tekrar okumak için tekrar okuma kararı alacağım zaman da alacağım kitabı bu olsun o halde😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen ben de kitap önerirken bu handikabı yaşıyorum. tarzını, kalemini beğendiğim bir yazar önerdiğim kişilerce; beğeni görmeyebiliyor. tarzı akbul görmeyebiliyor. umarım beğenirsiniz..

      Sil

Yorum yazmak için zaman harcadığınız için Teşekkürler...

Blog sahibi olmayan ziyaretçiler Anonim'i işaretleyip, yorum bırakabilirler.

ARGO İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAZ.

Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görünecektir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...