MERHABALAR, 2013 YILININ BLOGUMDAKİ SON KİTABI
İLE KARŞINIZDAYIM
"CESARET, KORKUYA DİRENMEK VE ONA GALİP
GELMEKTİR."
CRAİG SİLVEY’in kendisine ödül de kazandıran
eseri “TANRININ UNUTULAN ÇOCUKLARI” öncelikle şunu söylemeliyim ki; kitabın
ismi bana son derece trajik olayları okuyacağımı hissettirdi. Kitap yine KİTAPOKUMAK İSTER MİSİN'den
Organizasyona da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. son dönem kitaplarımı sayelerinde okudum..
Organizasyona da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. son dönem kitaplarımı sayelerinde okudum..
“Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa,
savaştığında o kadar cesursun demektir.” (S.85)
ARKA KAPAK;
HAYAT bir piyangodur: Şanslı olan kazanır, şanssızlar
ise “Tanrının Unutulan Çocukları”dır.
“Pencereme gelmişti. Nedenini bilmiyorum ama
gelmişti işte.
Belki başı dertteydi.
Belki de gidecek başka yeri yoktu…”
Sıcak bir yaz gecesi beklenmeyen bir misafirin
penceresini tıklatmasıyla Charlie’nin sıradan hayatı tamamen değişir. Çünkü
toplum dışına itilmiş tuhaf misafirin kimseye söylemediği bir sırrı vardır.
Yaşamları, hayata bakışları ve imkanlarıyla birbirinin zıttı gibi görünen bu iki çocuk toplumun duyarsızlıklarına,
önyargılarına, bağnazlıklarına karşı duran büyük bir dostluğun da
başkahramanlarıdır. Bu küçük bedenler için hayat bir daha eskisi gibi
olmayacaktır.
Okuruna önemli sorular soran, genç-yetişkin
herkesin tanışması gereken, güçlü bir roman. Çocukluğun saf masumiyetine
sımsıkı sarılan bu kahramanlar kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacak!
“Mükemmel bir yetişkinliğe geçiş romanı…
Her yaştan insanı etkileyecek kadar büyüleyici.”
Markus Zusak
Kısa bir
girişten sonra gelelim kitabımızın özetine..
ÖZET:
Kitabımızda olaylar 1960'larda Corrigan'da geçiyor. 13 yaşındaki Charlie Bucktin kitapları arasında kendine bir dünya kurmuş, derslerinde son derece başarılı olmasına rağmen sosyal ilişkilerinde başarısız bir ergendir. Sosyal ilişkilerinde başarısız olmasının en önemli sebeplerinden biri de o dönemde önem verilenein aksine spordaki başarısızlığıdır. Ayrıca Charlie Bucktin pasif bir anne ile son derece baskın bir annenin oğludur.
Sıcak bir yaz gecesi yine kitap okurken camı çalınır. Camı çalan
yaşadıkları kasabada serseriliği ile tanınan, insanların çocuklarıyla
arkadaşlık etmesini istemeyeceği Jasper Jones’tir. Jasper annesini iki yaşında
trafik kazasında kaybetmiştir ve alkolik babasıyla yaşamaktadır.
Jasper Charlie’yi gizli yerine gitmeye ikna eder. Pencereden gizlice çıkan Charlie, onunla birlikte gizli sığınağına vardığında kan donduran bir manzara ile karşılaşır. Valinin kızı Laura ağaçta geceliği içinde sallanmaktadır. Jasper Charlie’yi Laura’ya kendisinin zarar vermediğine, eğer polise giderse kimsenin ona inanmayacağına, ikna eder. Gerçek katili bulana dek cesedi kimsenin bulmaması için baraj gölüne atmaları gerekmektedir.
Cesedi ağaçtan indirdiklerinde ağaca asılmadan önce darp edildiğini hatta cinsel saldırıya uğradığını fark ederler. Genç kızı göle atarlar. Jasper ile Charlie’nin aklındaki tek cinayet zanlısı kasabanın delisidir. Deli Jack Lionel….
Devamı romanda…
KİTAPTAN NOTLAR;
Öncelikle kitabın kapak
tasarımı hoşuma gitmekle beraber bana UÇURTMA AVCISI’nın kapağını hatırlattı.
Sırtı kadraja dönük iki çocuk…. Benim gibi düşünenlerin sayısı oldukça fazladır
herhalde.
BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ’in ardından okuduğumdan mıdır bilinmez olaylar kitabın ismiyle kıyaslandığında o kadar da trajik gelmedi. Keşke kitabın ismi orjinalindeki gibi “JASPER JONES” olarak kalsaydı.
Kitabın isminin
aslıyla hiç ilgisinin olmaması, arka kapağa yazılan “Hayat bir piyangodur;…”
diye başlayan cümlenin romanda yer almaması ve tüm bunların ticari kokan
girişimlerle yapılması beni rahatsız etti biraz. Yabancı kapağında yer alan
dağınık saçlı çocuk daha sevimli geldi gözüme doğrusu…
İçeriğe gelecek olursak,
roman 1960’lı yıllarda geçiyor. Yıl tam olarak verilmese de Ay Yolculuğu’nun ve
Vietnam Savaşı’nın tarihi yeterli oluyor bu tahmini yapmaya.
Roman bir cinayetle
başlıyor. Doğrusu cinayetle başlayınca ve iki kafadar Jasper ve Charlie katili
bulmaya çalışacaklarını söyleyince roman polisiye- gerilim tadında olacak diye
düşündüm. Ancak ardından gelen bölmlerde Charlie üzerinden olay zaman zaman
hatırlatılsa da kasaba yaşamı Jefrey Lu ile Charlie ilişikisi başlangıç
konusundan uzaklaştırıyor okuyucuyu.. Hatta bazen sıkıcı bir hal bile alıyor
roman. Ancak 7. Bölümden sonra yine ivme kazanıyor.
Ardından son bölümde
olay çözülüyor. Olayı Laura’nın kardeşi Eliza açıklığa kavuşturuyor. Ancak
önceki bölümlerde Charlie zaten Eliza’nın bir şeyler bildiğinden şüpheleniyor. Aralarında
herhangi bir konuşma olmasa da bakışlarından. Bu cümleyi okuyunca kitapta
kitabın son ile ilgili teoriler geliştirmeye başladım. Her ne kadar teorilerim
çıkmasa da Eiza’nın gerçekleri aydınlatması beni şaşırtmadı.
Sonuç olarak tam olarak beklediğimin bulamadığım ancak, yine de okumaktan keyif aldığım bir kitap oldu. Okumak isteyenlere tavsiye edebilirim..
YEPYENİ PAYLAŞIMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE..
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için zaman harcadığınız için Teşekkürler...
Blog sahibi olmayan ziyaretçiler Anonim'i işaretleyip, yorum bırakabilirler.
ARGO İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAZ.
Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görünecektir.