13 Aralık 2018 Perşembe

GEORGE ORWELL - HAYVAN ÇİFTLİĞİ

MERHABALAR; KİTAPLARIM OLMADAN ASLA TAKİPÇİLERİ
George Orwell, uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı. 1984 ve Hayvan Çiftliği'ni almıştım geçen ayki kitap alışverişimde. Hayvan Çiftliği ile başladım okumalarıma. Keyifli ve eğlenceli bir okuma oldu benim için. 
Gelelim kitabımıza...

ARKA KAPAK
İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok 1984 adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki 'reel sosyalizm'in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında 'yergi' türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliği'nin kişileri hayvanlardır.
George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında yer albilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalı'dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

ÖZET
Olaylar İngiltere’de bir çiftlikte geçer. Romanımızın kahramanı  hayvanlar Beylik Çiftlik’te ve Bay Jones’un boyunduruğu altında yaşamaktadırlar. Bay Jones, hayvanlara kötü davranmakta onların bakımını ihmal etmekte bunun yanında hayvanları sömürmektedir. Kendisi de vaktini içkiyle geçirmektedir. Çiftlik borç içindedir.

“İnsan, üretmeden tüketen tek canlıdır. Süt vermez, yumurta yumurtlayamaz, sabanı çekecek gücü yoktur. Tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek verir vermez.”

Bir gece Koca Reis isimli domuz bir gece herkes yattıktan sonra çiftlik hayvanlarını toplayıp, bir gece önce gördüğü düşü onlara anlatır. Rüyasında tüm hayvanlar özgürdür. İstedikleri gibi yaşamaktadırlar. 
“Yol­daş­lar, artık dün ge­ce gördüğüm düşten söz ede­­bi­li­rim. Tam ola­rak an­lat­mam mümkün de­ğil, ama İnsan or­ta­dan kalktıktan son­ra yeryüzünün na­sıl bir yer olacağını gördüm di­ye­bi­li­rim. Çok­tandır unutmuş ol­du­ğum bir şe­yi anımsadım.”
Üç gün sonra Koca Reis uykusunda huzur içinde öldüğünde; fikirleri çiftlik hayvanları tarafından benimsenmiştir. Koca Reis’in fikirleri "İngiltere’nin Hayvanları" adlı şiirde toplanmış, şiir çok geçmeden hayvanlar arasında marş halini almıştır. 


“İNGİL­TE­RE’NİN HAY­VAN­LARI”


İngil­te­re ve İrlan­da’nın hay­van­ları,

Bütün ülke­le­rin, bütün ik­lim­le­rin hay­van­ları,

Ku­lak ve­rin müjde­le­rin en güze­li­ne,

Düşle­di­ği­miz Altın Çağ önümüzde.


Er geç bir gün ge­le­cek,

Zor­ba İnsan dev­ri­le­cek,

İngil­te­re’nin be­re­ket­li top­rak­larında

Yalnızca hay­van­lar ge­zi­ne­cek.


Bur­nu­mu­za ge­çi­ri­len hal­ka­lar,

Sırtımıza vu­ru­lan se­mer sökülüp atıla­cak,

Karnımıza sap­la­nan mah­muz çürüyüp pas­la­na­cak,

Acımasız kırbaç bir da­ha şak­la­ma­ya­cak.


Zen­gin­lik­ler düşle­re sığma­ya­cak,

Buğ­dayı ar­pası, yu­lafı sa­manı,

Yon­cası, bak­lası, pan­carı,

O gün hep­si bi­zim ola­cak.


İngil­te­re’nin çayırları da­ha ye­şil,

Ir­mak­ları da­ha aydınlık ola­cak,

Rüzgârlar da­ha tatlı ese­cek,

Biz özgürlüğümüze ka­vu­şun­ca.


O günü göre­me­den ölüp git­sek de,

Her­kes bu uğur­da sa­vaş­malı,

İnek­ler­le at­lar, kaz­lar­la hin­di­ler el ele,

Özgürlük uğ­ru­na ter akıtmalı.


İngil­te­re ve İrlan­da’nın hay­van­ları,

Bütün ülke­le­rin, bütün ik­lim­le­rin hay­van­ları,

Ku­lak ve­rin müjde­me, ha­ber salın her ye­re,

Düşle­di­ği­miz Altın Çağ önümüzde.”


Her ne kadar çiftlik hayvanları plan yapsalar da isyanın günü saati belli değildir. Bekledikleri fırsat ayaklarına Bay Jones’in hayvanların yemlerini  vermeyi unuttukları bir gün gelir. Bay jones’in çöpleri arasında çocukların atılmış kitaplarından okuma yazma öğrenen domuzların başkanlığında isyan başlar. Jones çiftlikten gönderilir. Beylik Çiftliğin adı “HAYVAN ÇİFTLİĞİ” olarak değiştirilir. 

“İnsan'a karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz. Onu alt ettiğiniz zaman bile, onun kötü alışkanlıklarını benimsemeye kalkmayın. Hiçbir hayvan asla bir evde yaşamamalı, yatakta yatmamalı, giysi giymemeli, içki ve sigara içmemeli, paraya el sürmemeli, ticaretle uğraşmamalı. İnsan'ın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önemlisi, hiçbir hayvan kendi türünden olanlara zorbalık etmemeli. Güçlüsü güçsüzü, akıllısı akılsızı, hepimiz kardeşiz. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmemeli. Bütün hayvanlar eşittir.”(Sayfa 27)

Yeni düzen içerisinde içerisinde iki domuz öne çıkar: Napoléon ve Snowball. Napoléon iri yarı, iyi konuşamayan ancak otorite sahibi; Snowball ise etkili konuşan, parlak zekaya sahip biridir. İkisi birlikte koca Reis’in fikirlerinden yola çıkarak “ANİMALİZM” adında bir öğreti ortaya koyarlar. Ardından da kamçıları, gemleri, burun halkalarını, zincirleri yok ederler ve aynı gün “yedi Emir”i yazıp ahırın kapısına asarlar. Yedi Emir şöyledir: 

7 EMİR
“1. İki ayak üzerinde yürüyen herkesi düşmanın bileceksin; 
2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dostun bileceksin; 
3. Hiç bir hayvan giysi giymeyecek; 
4. Yatakta yatmayacak; 
5. İçki içmeyecek; 
6. Hiç bir hayvan bir diğerini öldürmeyecek;
7. Bütün hayvanlar eşittir.”(Sayfa 41) 



ALINTILAR

“Tek gerçek düşmanımız insandır. İnsanı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir.” (Sayfa 24)

“İnsan ile hayvanların ortak bir çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyenler çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın hakkını gözetmez.” (Sayfa 26)


“İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.” (Sayfa 26)

“Açlık çekiyorlarsa, zorba insanları doyuralım diye çekmiyorlardı; çok çalışıyorlarsa, hiç değilse kendileri için çalışıyorlardı.Hiçbir hayvan iki ayak üstünde yürümüyordu.Hiçbir hayvan hiçbir hayvanın "efendisi" değildi.Bütün hayvanlar eşitti.” (Sayfa 139)

“Yiğitlik" yeterli değildir,” ...”Sadakat ve itaat daha önemlidir..” (Sayfa 71)

“Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir!"
“İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor, on ikisi de birbirine benziyordu. Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.” (Sayfa 152)

“... Hayvan Çiftliği'nde Cumhuriyet ilan edildi. Bir başkan seçmek gerekiyordu. Tek aday olan Napoléon oy birliğiyle başkan seçildi.” (Sayfa 127)


KİTAPTAN NOTLAR
Kitaptaki Napoléon’un Stalin’e gönderme olduğu kitap kapağında ve kitapla ilgili pek çok kaynakta yer alan bir bilgi olsa da; bence karakteri Stalin ile sınırlamamak gerektiğini düşünmekteyim. Stalinler gelip gider; maalesef tarih de tekerrür edip döngüsüne devam etmekte. Bu bağlamda kitap için her an benzerlerine farklı ülkelerde rastlanabilecek zamansız bir konu ve kitaba da zamansız bir kitap ya da her devrin kitabı diyebiliriz.

Daha önce Büyüklere Masallar kitabını paylaşmış, sansürden kurtulmak adına karakterlerin hayvanlar âleminden seçildiğini yazmıştım. Belki aynı korkularla ya da çekincelerle olmasa da yazarın hayvanları karakter olarak seçmesi hem verilen mesajı güçlendirmiş, hem de “Peri Masal”ı okurken hedefe tam isabet etmiş. 

Kitapta Ezop’un Masalları’nı andırır biçimde hayvanlara uygun görülen karakterler gerçekten tabiri caizse; “cuk” oturmuş. Ama özellikle koyun gibi güdülen kalk; halka karşı görevini unutup, yönetimi halktan korumayı görev edinen köpekler… Tabi ki Napoléon ve domuzlar…

Yazarın yazım tarzından da biraz bahsedecek olursak, yazarın lafı çok uzatmadan ve dolandırmadan yaptığı anlatımları, hedefe en kısa yoldan ulaşan metaforlarını çok beğendim. Akıcı dili ile başlar başlamaz hızla ilerleyen, nasıl bitirdiğimi anlayamadığım bir kitap oldu. Kitabın sonu ile ilgili beklentim acaba hayvanlar ikinci bir isyan yapacaklar mı diye düşünürken; sadece durumla ilgili bir aydınlanma ile son buldu kitabımız… Napoléon’a daha farklı bir son düşünmüştüm oysa.

Kitabın fiziki yapısına bakacak olursak; kitabın kapağı pembe rengiyle sevimli hatta çocuk kitabını andırsa da içerik bir “Peri Masalı” değil maalesef.  Kitabın içerisindeki görseller anlatımı güçlendirmenin yanında; keyifli okuma sağlamış. Her ne kadar büyükler kadar mesajlara vakıf olmasalar da belli yaş grubundaki çocuklara da hitap ettiğini düşünmekteyim.

İlk defa okuduğum bir yazar olsa da 1984’ü okuma için çok fazla beklemeyi düşünmemekteyim.

YENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE…
SEVGİLER…

20 yorum:

  1. Çok güzel özetlemişsiniz. Kitabın tiyatro oyununa dönüştürülmüş formunu izlemiştim. Selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tiyatro ve sinema sahnesinde bolca işlenen bir kitapmış. Ben de nette rastladım bazı görüntülere. En kısa sürede filmini izleyeceğim. Çok teşekkürler sevgiler.

      Sil
  2. 1984 ü de beğeneceğinizi tahmin ediyorum. Hayvan Çiftliği okuyup beğendiğim bir kitaptı. Özellikle kitabın son cümleleri çok etkilemiştir beni. Oldukça kapsamlı hazırlanmış değerlendirme yazınızı paylaştığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1984'ü de okuyorum şu anda. Hayvan çiftliği kadar hızlı okuyamıyorum. 1984 daha çarpıcı geldi bana. Bitirir bitirmez paylaşacağım. Çok teşekkürler... Sevgiler... :)

      Sil
  3. Güncelliği hiç geçmeyen kitaplardan, okurken içime sinir basmıştı etrafımızdaki o tipleri düşündükçe.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Napoleon'lar adları değişerek aramızda yaşamaya devam ediyorlar maalesef... Bu kitabı evrensel ve zamansız yapan da bu herhalde...

      Sil
  4. henüz okumadığım ve okumadım demeye utandığım eserlerden..kızım 2 gün önce alalım okuyacağım ben dediydi...bir arakadaşından duymuş sanırım...anneannende vardır ama yenisini alalım dersen o da olur dedim...kitap istedin mi açık çek demiştim ona ...ne zaman ne kadar istersen..yeter ki okusun...sevgilerimle....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her kitabın herkes için bir zamanı vardır bence. belki de sizin için zamanı yeni gelmiştir. okuduğunuzda yorumunuzu beklerim... Sevgiler..

      Sil
  5. Ben önce 1984'ü okuduğum için bu bana çok hafif gelmişti ama iyi kitap tabii ki:) Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1984'e göre daha akıcı ve daha hafif bir kitap... 1984 ciddi anlamda sarstı beni.

      Sil
  6. Okumayı çok istediğim kitaplardan biri,ilk fırsatta okumayı düşünüyorum..Tanıtım için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi okumalar şimdiden.. okuyunca da yorumunuzu beklerim... :)

      Sil
  7. evde kitaplar olduğu halde okumadığım bir yazar du bakayım bu ayıbı düzeltmem lazım :)

    YanıtlaSil
  8. Etkileyici ve guzel bir okumaydi. 1984 u de tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkürler... 1984'ü de okudum. En kısa zamanda toparlayıp yazacağım...

      Sil
  9. İki defa okuduğum kitaplardan. Orwell öyle bir eser bırakmış ki yıllar geçse de gerçekliğini koruyacak.

    YanıtlaSil
  10. Merhabalar,

    Distopik romanlarıyla ünlenen İngiliz Yazar George Orwell'ın "Hayvan Çiftliği" romanından altını çizdiğim 20 muhteşem alıntıyı izniniz olursa sizinle de paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/george-orwellin-hayvan-ciftligi-romanindan-20-etkileyici-alinti/

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için zaman harcadığınız için Teşekkürler...

Blog sahibi olmayan ziyaretçiler Anonim'i işaretleyip, yorum bırakabilirler.

ARGO İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAZ.

Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görünecektir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...