MERHABALAR; KİTAPLARIM OLMADAN ASLA TAKİPÇİLERİ
George Orwell, uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı. 1984 ve Hayvan Çiftliği'ni almıştım geçen ayki kitap alışverişimde. Hayvan Çiftliği ile başladım okumalarıma. Keyifli ve eğlenceli bir okuma oldu benim için.
Gelelim kitabımıza...
ARKA KAPAK
İngiliz yazar George
Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok 1984 adlı kitabıyla tanınır. Hayvan
Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır.
1940'lardaki 'reel sosyalizm'in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında
'yergi' türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliği'nin kişileri
hayvanlardır.
George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki
önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler
bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında yer albilecek
kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalı'dır. Küçükleri eğlendirecek bir
peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
ÖZET
Olaylar İngiltere’de bir çiftlikte geçer. Romanımızın kahramanı hayvanlar
Beylik Çiftlik’te ve Bay Jones’un boyunduruğu altında yaşamaktadırlar. Bay
Jones, hayvanlara kötü davranmakta onların bakımını ihmal etmekte bunun yanında
hayvanları sömürmektedir. Kendisi de vaktini içkiyle geçirmektedir. Çiftlik
borç içindedir.
“İnsan, üretmeden tüketen tek canlıdır. Süt
vermez, yumurta yumurtlayamaz, sabanı çekecek gücü yoktur. Tavşan yakalayacak
kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları
çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek verir vermez.”
Bir gece Koca Reis
isimli domuz bir gece herkes yattıktan sonra çiftlik hayvanlarını toplayıp, bir
gece önce gördüğü düşü onlara anlatır. Rüyasında tüm hayvanlar özgürdür.
İstedikleri gibi yaşamaktadırlar.
“Yoldaşlar, artık dün gece gördüğüm düşten söz edebilirim. Tam
olarak anlatmam mümkün değil, ama İnsan ortadan kalktıktan sonra
yeryüzünün nasıl bir yer olacağını gördüm diyebilirim. Çoktandır
unutmuş olduğum bir şeyi anımsadım.”
Üç gün sonra Koca
Reis uykusunda huzur içinde öldüğünde; fikirleri çiftlik hayvanları tarafından
benimsenmiştir. Koca Reis’in fikirleri "İngiltere’nin Hayvanları" adlı şiirde
toplanmış, şiir çok geçmeden hayvanlar arasında marş halini almıştır.
“İNGİLTERE’NİN
HAYVANLARI”
İngiltere ve İrlanda’nın hayvanları,
Bütün ülkelerin, bütün iklimlerin hayvanları,
Kulak verin müjdelerin en güzeline,
Düşlediğimiz Altın Çağ önümüzde.
Er geç bir gün gelecek,
Zorba İnsan devrilecek,
İngiltere’nin bereketli topraklarında
Yalnızca hayvanlar gezinecek.
Burnumuza geçirilen halkalar,
Sırtımıza vurulan semer sökülüp atılacak,
Karnımıza saplanan mahmuz çürüyüp paslanacak,
Acımasız kırbaç bir daha şaklamayacak.
Zenginlikler düşlere sığmayacak,
Buğdayı arpası, yulafı samanı,
Yoncası, baklası, pancarı,
O gün hepsi bizim olacak.
İngiltere’nin çayırları daha yeşil,
Irmakları daha aydınlık olacak,
Rüzgârlar daha tatlı esecek,
Biz özgürlüğümüze kavuşunca.
O günü göremeden ölüp gitsek de,
Herkes bu uğurda savaşmalı,
İneklerle atlar, kazlarla hindiler el
ele,
Özgürlük uğruna ter akıtmalı.
İngiltere ve İrlanda’nın hayvanları,
Bütün ülkelerin, bütün iklimlerin hayvanları,
Kulak verin müjdeme, haber salın her yere,
Düşlediğimiz Altın Çağ önümüzde.”
Her ne kadar çiftlik hayvanları plan yapsalar da
isyanın günü saati belli değildir. Bekledikleri fırsat ayaklarına Bay Jones’in
hayvanların yemlerini vermeyi
unuttukları bir gün gelir. Bay jones’in çöpleri arasında çocukların atılmış kitaplarından
okuma yazma öğrenen domuzların başkanlığında isyan başlar. Jones çiftlikten
gönderilir. Beylik Çiftliğin adı “HAYVAN ÇİFTLİĞİ” olarak değiştirilir.
“İnsan'a karşı savaşırken sonunda ona
benzememeliyiz. Onu alt ettiğiniz zaman bile, onun kötü alışkanlıklarını
benimsemeye kalkmayın. Hiçbir hayvan asla bir evde yaşamamalı, yatakta
yatmamalı, giysi giymemeli, içki ve sigara içmemeli, paraya el sürmemeli,
ticaretle uğraşmamalı. İnsan'ın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önemlisi,
hiçbir hayvan kendi türünden olanlara zorbalık etmemeli. Güçlüsü güçsüzü,
akıllısı akılsızı, hepimiz kardeşiz. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı
öldürmemeli. Bütün hayvanlar eşittir.”(Sayfa 27)
Yeni
düzen içerisinde içerisinde iki domuz öne çıkar: Napoléon ve
Snowball. Napoléon iri yarı, iyi konuşamayan ancak otorite sahibi; Snowball ise
etkili konuşan, parlak zekaya sahip biridir. İkisi birlikte koca Reis’in
fikirlerinden yola çıkarak “ANİMALİZM” adında bir öğreti ortaya koyarlar.
Ardından da kamçıları, gemleri, burun halkalarını, zincirleri yok ederler ve
aynı gün “yedi Emir”i yazıp ahırın kapısına asarlar. Yedi Emir şöyledir:
7 EMİR
“1. İki ayak üzerinde
yürüyen herkesi düşmanın bileceksin;
2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dostun
bileceksin;
3. Hiç bir hayvan giysi giymeyecek;
4. Yatakta yatmayacak;
5. İçki içmeyecek;
6. Hiç bir hayvan bir diğerini öldürmeyecek;
7. Bütün hayvanlar eşittir.”(Sayfa 41)
ALINTILAR
“Tek gerçek düşmanımız insandır. İnsanı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir.” (Sayfa 24)
“İnsan ile hayvanların ortak bir çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyenler çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın hakkını gözetmez.” (Sayfa 26)
“İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.” (Sayfa 26)
“Açlık çekiyorlarsa, zorba insanları doyuralım
diye çekmiyorlardı; çok çalışıyorlarsa, hiç değilse kendileri için
çalışıyorlardı.Hiçbir hayvan iki ayak üstünde yürümüyordu.Hiçbir hayvan hiçbir
hayvanın "efendisi" değildi.Bütün hayvanlar eşitti.” (Sayfa 139)
“Yiğitlik" yeterli değildir,” ...”Sadakat
ve itaat daha önemlidir..” (Sayfa 71)
“Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar
öbürlerinden daha eşittir!"
“İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor, on ikisi
de birbirine benziyordu. Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı.
Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine
bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.” (Sayfa 152)
“... Hayvan Çiftliği'nde Cumhuriyet ilan edildi.
Bir başkan seçmek gerekiyordu. Tek aday olan Napoléon oy birliğiyle başkan
seçildi.” (Sayfa 127)
KİTAPTAN
NOTLAR
Kitaptaki Napoléon’un Stalin’e gönderme olduğu
kitap kapağında ve kitapla ilgili pek çok kaynakta yer alan bir bilgi olsa da;
bence karakteri Stalin ile sınırlamamak gerektiğini düşünmekteyim. Stalinler
gelip gider; maalesef tarih de tekerrür edip döngüsüne devam etmekte. Bu bağlamda
kitap için her an benzerlerine farklı ülkelerde rastlanabilecek zamansız bir konu
ve kitaba da zamansız bir kitap ya da her devrin kitabı diyebiliriz.
Daha
önce Büyüklere Masallar kitabını paylaşmış, sansürden kurtulmak adına
karakterlerin hayvanlar âleminden seçildiğini yazmıştım. Belki aynı korkularla
ya da çekincelerle olmasa da yazarın hayvanları karakter olarak seçmesi hem
verilen mesajı güçlendirmiş, hem de “Peri Masal”ı okurken hedefe tam isabet
etmiş.
Kitapta Ezop’un Masalları’nı andırır biçimde hayvanlara uygun görülen karakterler gerçekten tabiri caizse; “cuk” oturmuş. Ama özellikle koyun gibi güdülen kalk; halka karşı görevini unutup, yönetimi halktan korumayı görev edinen köpekler… Tabi ki Napoléon ve domuzlar…
Yazarın yazım tarzından da biraz bahsedecek olursak, yazarın lafı çok uzatmadan ve dolandırmadan yaptığı anlatımları, hedefe en kısa yoldan ulaşan metaforlarını çok beğendim. Akıcı dili ile başlar başlamaz hızla ilerleyen, nasıl bitirdiğimi anlayamadığım bir kitap oldu. Kitabın sonu ile ilgili beklentim acaba hayvanlar ikinci bir isyan yapacaklar mı diye düşünürken; sadece durumla ilgili bir aydınlanma ile son buldu kitabımız… Napoléon’a daha farklı bir son düşünmüştüm oysa.
Kitabın fiziki yapısına bakacak olursak; kitabın kapağı pembe rengiyle sevimli hatta çocuk kitabını andırsa da içerik bir “Peri Masalı” değil maalesef. Kitabın içerisindeki görseller anlatımı güçlendirmenin yanında; keyifli okuma sağlamış. Her ne kadar büyükler kadar mesajlara vakıf olmasalar da belli yaş grubundaki çocuklara da hitap ettiğini düşünmekteyim.
İlk defa okuduğum bir yazar olsa da 1984’ü okuma için çok fazla beklemeyi düşünmemekteyim.
YENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE…
SEVGİLER…
Çok güzel özetlemişsiniz. Kitabın tiyatro oyununa dönüştürülmüş formunu izlemiştim. Selamlar
YanıtlaSilTiyatro ve sinema sahnesinde bolca işlenen bir kitapmış. Ben de nette rastladım bazı görüntülere. En kısa sürede filmini izleyeceğim. Çok teşekkürler sevgiler.
Sil1984 ü de beğeneceğinizi tahmin ediyorum. Hayvan Çiftliği okuyup beğendiğim bir kitaptı. Özellikle kitabın son cümleleri çok etkilemiştir beni. Oldukça kapsamlı hazırlanmış değerlendirme yazınızı paylaştığınız için teşekkürler.
YanıtlaSil1984'ü de okuyorum şu anda. Hayvan çiftliği kadar hızlı okuyamıyorum. 1984 daha çarpıcı geldi bana. Bitirir bitirmez paylaşacağım. Çok teşekkürler... Sevgiler... :)
SilGüncelliği hiç geçmeyen kitaplardan, okurken içime sinir basmıştı etrafımızdaki o tipleri düşündükçe.
YanıtlaSilNapoleon'lar adları değişerek aramızda yaşamaya devam ediyorlar maalesef... Bu kitabı evrensel ve zamansız yapan da bu herhalde...
Silhenüz okumadığım ve okumadım demeye utandığım eserlerden..kızım 2 gün önce alalım okuyacağım ben dediydi...bir arakadaşından duymuş sanırım...anneannende vardır ama yenisini alalım dersen o da olur dedim...kitap istedin mi açık çek demiştim ona ...ne zaman ne kadar istersen..yeter ki okusun...sevgilerimle....
YanıtlaSilHer kitabın herkes için bir zamanı vardır bence. belki de sizin için zamanı yeni gelmiştir. okuduğunuzda yorumunuzu beklerim... Sevgiler..
SilBen önce 1984'ü okuduğum için bu bana çok hafif gelmişti ama iyi kitap tabii ki:) Elinize sağlık.
YanıtlaSil1984'e göre daha akıcı ve daha hafif bir kitap... 1984 ciddi anlamda sarstı beni.
SilOkumayı çok istediğim kitaplardan biri,ilk fırsatta okumayı düşünüyorum..Tanıtım için teşekkürler:)
YanıtlaSilİyi okumalar şimdiden.. okuyunca da yorumunuzu beklerim... :)
Silevde kitaplar olduğu halde okumadığım bir yazar du bakayım bu ayıbı düzeltmem lazım :)
YanıtlaSiliyi okumalar... sevgiler... :)
Siliyi kitap tabiii yaaa :)
YanıtlaSilhem de çoook iyiiiiii... :)
SilEtkileyici ve guzel bir okumaydi. 1984 u de tavsiye ederim.
YanıtlaSilçok teşekkürler... 1984'ü de okudum. En kısa zamanda toparlayıp yazacağım...
Silİki defa okuduğum kitaplardan. Orwell öyle bir eser bırakmış ki yıllar geçse de gerçekliğini koruyacak.
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilDistopik romanlarıyla ünlenen İngiliz Yazar George Orwell'ın "Hayvan Çiftliği" romanından altını çizdiğim 20 muhteşem alıntıyı izniniz olursa sizinle de paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/george-orwellin-hayvan-ciftligi-romanindan-20-etkileyici-alinti/
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıcakla kalın.