MERHABALAR,
Geçtiğimiz günlerde İstiridye Avcısı beni mimlemiş. Ben de dilim döndüğünce yanıtlamaya çalıştım sorularını...
İSTİRİDYE AVCISI SORULARI
-
Negatif olayları pozitif açılımlarla yorumlayıp olumlama yapmayı sever misiniz
? Evetse neden, hayırsa neden ?
Zaman zaman özellikle sağlık ile ilgili konularda olumlama
yapıyorum. Pek çok konuda son ana kadar çözüm bulunabileceğine inanıyorum. Ancak
hayata karşı pek “pozitif” olduğum söylenemez. “OLUMLAMA” yapmanın hayal kırıklığı
etkisini arttırmasından korkarım. Genelde realist bir insan olduğumu düşünürüm. Olayların
kötü gitmesinin ihtimalinin daha fazla olması nedeniyle; (murphy) genellikle
olumsuzluklara kendimi hazırlamak için en kötüyü düşünürüm. Keşke da “pozitif”
olmayı başarabilsem.
-İnsanları
sınıflandırma eğilimi hakkında neler düşünürsünüz ?
Sınıflama yapmamaya çalışıyorum. Ancak farkında olmadan sınıflama
yaparsam sınırlar arasında kalın ve duvarlar örmemeye çalışıyorum. Mutlaka olumsuz
düşündüğüm insanlara şans tanımaya çalışıyorum. Ön yargılı olmamaya çalışıyorum. Ama temkinli olduğum söylenebilir.
-Sizce
herkes birbirine benzeseydi nasıl bir dünyada yaşardık ?
Tek renk bir dünya olurdu herhalde. Gökkuşağı varken kim tek
renk ile yetinmek ister ki…
-Doğum
ve ölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?
“Doğum” başlangıç, “ölüm” ise adres değişikliği. Bu biraz basit bir bakış açısı elbette. Ancak bu
şekilde basitleştirerek, bakmaya çalışıyorum. Çünkü üzerinde fazlaca düşününce
işin içinden çıkamıyorum.
-Karakterinizi
bir hayvana benzetecek olsanız ne olurdunuz ? Neden ?
Eşime göre “muhabbet kuşu”ymuşum. Adı üzerinde muhabbeti
seviyorum. Burcum itibari ile özgürlüğüme düşkün olmam sebebiyle kuş türlerini
kendime yakın buluyorum. Aile yaşantısını seviyorum ama sürü yaşantısına uygun
değilim. Bu nedenle “Albatros” diyebilirim.
-Bir yazarla (Ölmüş ya da yaşayan olabilir) bir
hafta sonu geçirme hakkınız olsa kiminle olmak isterdiniz ?
Bu soruyu daha önce de kendimce düşünmüştüm. İntihar eden
yazarların intihar öncesi son günlerini merak ediyorum. İntihara giden
yollarını merak ediyorum. Stefan Zweig, Sadık Hidayet, Virginia Wolf, Nilgün Marmara…
Biraz karamsar olduğunun farkındayım. Ama “intihar” üzerine düşündüğüm, anlayamadığım
ve anlamlandıramadığım bir konu olduğu için. Bunun yanında talihsiz bir şekilde yaşamı son
bulan Sabahattin Ali ile sohbet etmeyi çok
isterdim.
-Yaşamınız
bir sinema filmi haline gelse, ismi ne olurdu ? Neden ?
Hiç düşünmedim doğrusu. Bu soruyu şimdilik pas geçmek istiyorum.
Nilgün Marmara yı tanımıyorum ancak bahsettiğiniz diğer yazarlar ile ben de sohbet etmek isterdim.
YanıtlaSilNilgün Marmara'yı ben de okumadım henüz. Ama instagramda alıntılarını görüyorum. Oradan bir merak uyandı yazara karşı. umarım en kısa zamanda okurum.
SilNe kadar samimi cevaplar olmuş Emine ! Yüreğine sağlık. Hepsini içtenlikle cevapladığın için seni daha yakından tanımış olduk :) Çok teşekkür ederim Albatros kuşumuz. Bak o kuş türünü de şuracıkta öğrenmiş oldum böylece :)) Seçtiğin yazarları da beğendim. Geçenlerde Nilgün Marmara'nın hayatını okumuştum. Çok ilginç bir şekilde sonlanmış hayatı. İnsan bunları sormak isteyebilir birlikteyken belki de haklısın merak uyandırıcı. Çok teşekkür ederim bu samimi cevaplar için canım, sevgiler :)
YanıtlaSilBen de çok teşekkür ederim... SEvgiler... :)
Silokurken kendi kendime bende cevapladım içimden :) ortak çok düşüncemiz varmış.
YanıtlaSilOrtak düşünceleri paylaştığımıza sevindim... sevgiler... :)
Silaa evet bu mimi görmüştüm,bu sıralar mim çılgınlığı başladı,her tarafta mim var..🙂 elinize sağlık,samimi cevaplar olmuş..✔😊
YanıtlaSilBu aralar çok fazla mim var gerçekten... her blogda rastlıyorum farklı sorulara... yakından tanıyoruz böylece birbirimizi...
Sil