MERHABALAR, Fransız Edebiyatından bir örnek ile karşınızdayım.
Marc Levy - Gölge Hırsızı
ARKA
KAPAK:
“Sen benim gölge hırsızımsın; nerede olursan ol,
seni bulacağım."Babası tarafından terk edilmiş, çocukluğu boyunca
annesiyle birlikte sıradan bir kasabada yaşayan kahramanımızın özel bir
yeteneği vardır: Peşine gölgeler takılır, ona hep bir şeyler fısıldar...
Yıllar geçmiş,
bahçesindeki kestane ağaçlarının altında oturduğu okulunu, babasıyla annesinin
birbirlerini sevdikleri zamandan kalma o soluk fotoğrafları ardında bırakarak
yeni bir hayata başlamıştır. Ne var ki tekdüze hayatı ve bir türlü ismini
koyamadığı ilişkisiyle içindeki özlemi dindirememekte, ona fısıldayıp duran
gölgelerden bir türlü kurtulamamaktadır.
Bir kıyı kasabasına
yolunun düştüğü bir gün, hüzün dolu geçmişinin, peşini bırakmayan gölgelerin
sırrı yavaş yavaş çözülmeye başlar. Yıllar önce geldiği bu kumsalda,
gölgelerinin birbirine karıştığı ilk aşkının izini bulacak ve onun peşine
takılacaktır.
Belki de, bir
sandığın içine sakladıkları o uçurtmayı yerinden çıkarmanın zamanı gelmiştir
artık...
Gölge Hırsızı,
ardımızda bırakamadığımız anları, anıları ve aşkları anlatıyor. Yani peşimize
takılan, kurtulamadığımız gölgeleri...”
“Kimi insan gölgeleri kucaklar durur; sonunda senin gibi mutluluğun gölgesini bulur.” (William SHAKESPEARE)
“Aşk, en çok hayal gücüne ihtiyaç duyar, biliyor musun? Her birimiz, olanca hayal gücüyle, bütün gücüyle öbürünü yaratmalı ve gerçekliğe ufacık da olsa yer bırakmamalıyız; işte o zaman, o iki hayal gücü karşılaştığında… Dünyanın en güzel şeyi olur.”( Romain GARY)
“ Geceden, akşamın gölgelerinin yarattığı, perdelerin katları arsında, duvar kâğıdının üzerinde dans eden şekillerden korkardım. Zamanla kendiliğinden kayboldular. Ama çocukluğum aklıma gelir gelmez yeniden beliriveriyorlar; hem ürkünç hem de tehditkârlar.
Bir Çin atasözü, kibar bir adam komşusunun gölgesine basmaz, der; yeni okuluma başladığım gün bu sözü bilmiyordum. Çocukluğum burada, bu okulun avlusundaydı. Onu kovmak, yetişkin olmak istiyordum; bana göre çok kısa ve çelimsiz olan bu bedene yapışmış, bir türlü gitmiyordu.” (s.15)
ÖZET
Roman
kitabın baş kahramanının yeni taşındıkları küçük kasabadaki okulun 6/C
sınıfındaki ilk günü ile başlıyor. Roman kahramanımız arkadaşlarından çelimsiz
görüntüsünü, gözlüğünü kendince sorun eden küçük bir çocuktur.
Okuldaki en büyük sıkıntısı; aynı kızla
Elisabeth’le ilgilendikleri için kendisinden 20 santim uzun ve 2 yaş büyük olan
Marquez’in düşmanlığıdır. Kahramanımız derste yaptığı espri yüzünden bahçedeki
yaprakları süpürme cezası alır.
Bu esnada yanına gelen hademe Yves ile konuşurken
arkalarından vuran güneşin de etkisiyle hademenin gölgesi çocuğun gölgesine düşünce,
çocuk gölgesinin boyunun uzadığını onunkinin ise kısaldığını fark eder. O esnada
daha önce hiçbir yerden öğrenmediği, nereden bildiğini açıklayamadığı hademenin
bir sırrını söyler.
Aynı gün küçük çocuk babası ile annesinin
boşanacağını ve babasının kasabadan ayrılacağını öğrenir. Babasının evden
ayrılması çocuk üzerinde derin etkiler bırakır. Zaman zaman kendisini suçlamasına
bile sebep olur.
Yves ile yaşadıklarından sonra kahramanımız
sıklıkla başkasının gölgesiyle üst üste gelince kendine ait olmayan görüntüler
ve sesler duymaya devam eder. Bu şekilde istemeden pek çok kişinin sırrına da
ortaklık eder. Birçok kez de bu şekilde insanlara yardımcı olur.
Çocuğun hayatının dönüm noktası tatil başladığında annesiyle birlikte bir sahil kasabasına tatile gitmesi ve orada hem duymayan hem de
konuşamayan bir arkadaş bulması olur. Kızın adı Clea’dır. Clea ile geçirdiği günler boyunca kahramanımız çok mutludur. Clea onun
gerçek aşkıdır. Ayrılırlarken buluşmak üzere söz vererek ayrılırlar. Yıllar
geçse de kahramanımız Clea’yı unutmaz. Yıllar sonra aşıkların yolları son
derece güzel bir biçimde kesişir. Bu kısım da kitabımızda…
KİTAPTAN NOTLAR
Kitabın son derece sade ve anlaşılır bir dili
var. Yazar uzun tasvirlerden ve söz sanatlarından kaçınmış ama bu onun zaman
zaman şiir gibi cümleler yazmasına engel olmamış. Bu bakımdan roman için her
yaşa hitap ediyor diyebiliriz
“İnsanın ardında
bıraktığı küçücük şeyler vardır, toz tutan zamanın içine demir atmış duran
yaşanmış anlardır bunlar. Onları görmezden gelebiliriz am uç uca eklenen bu
küçücük anlar sizi geçmişe bağlayan bir zincir oluştururlar.” (s. 171)
“Ergenlikte, anne
babasını terk edeceği günün hayalini kurar insan, gün gelir onlar sizi terk
ediverir. İşte o zaman, bir an için de olsa, yine onların çatısı altında
yaşayan çocuk olabilmenin hayalini kurarsınız; onlara sarılmaktan, hiç
çekinmeden onları sevdiğinizi söylemekten ve sizi bir kez daha terk etsinler
diye onları kucaklamaktan başka bir şey hayal edemez olursunuz.” (s. 197)
Roman yazılırken kahramanları gerçeğe çok yakın
karakterler olmuş. Sanki yarın işe giderken romanımızın kahramanı küçük çocukla,
annesiyle, Luc ile…. karşılaşıverecekmişsiniz gibi geliyor.
Romanın sonunu okuduğumda iki çocuğun büyük
aşkına hayran olurken; kahramanımızın babasından gelen okunmamış mektuplar da
içimi burktu. Keşke sonu biraz daha açıklayıcı olabilseydi.
Romanda tek eleştirilecek kısım bence
kahramanımızın kitaba adının veren “Gölge Hırsızı” özelliğinin kitabın bir çok bölümünde geri planda kalması
olmuş. Böyle ilginç bir özelliğin romanda daha çok üzerine gidilebilirdi.
Can Yayınları kampanyasından almıştım. Merak ediyorum ama henüz okumaya fırsat olmadı.
YanıtlaSilGüzel paylaşımın için teşekkürler.
Keyifli okumaların olsun.
Sevgiler.
D&R indiriminde görmüş almamıştım daha sonra övgüleri görünce alayım dedim ama bulamadım :) Keyifli okumalar.
YanıtlaSilBu kitabı gereçekten çok merak ediyorum.Tanıtım için teşekkürler.İlk fırsatta okuyacağım.
YanıtlaSilSonunda okudum,süperdi:)
Silbeğenmenize sevindim... sevgiler..
SilHarika bi kitap...
YanıtlaSilgerçekten harika...
Silİtalyan değil Fransız bir yazar Marc levy ve kökeni izmirli..
YanıtlaSildüzeltmeye teşekkürler..
SilMarc Levy ile bu kitapta tanıştım ve anlatımıyla etkilendim. Ardından Keşke Gerçek Olsa, Sizi Tekrar Görmek, Sonsuzluk İçin Yedi Gün, İlk Gün ve İlk Gece kitaplarını da okudum. Hoş ve naif bir anlatımı var. Bu, Gölge Hırsızı da beni yazarın hayranı yapmasıyla ayrı bir yerdedir. Paylaşım için teşekkürler...
YanıtlaSilEn iyi kitap, gercekten almaya değer bir kitap verdiğine değer
YanıtlaSilNereden bulduğumu bilmeden aniden çıktı karşıma biraz olsun hayata bakışımı değiştirdi tek kelimeyle muhteşem beni duygu olarak en çok etkileyen kitap diyebilirim bende bu yazarı ilk defa bu kitapla tanıdım ve asla pişman olmadım herkese örnek bir aşk hikayesi"aşkın ne kulağı ne dili vardır aşk duygusal bir kalptir"bende şu anki sevgilimle yıllar sonra böyle karşılaşmak istiyorum darısı başımıza
YanıtlaSilBu kitap benim için çok değerli değerli ve gerçekten çok güzel ama anlamadığım bisey var neden bas kahramanın adı yok ?
YanıtlaSilSanıyorum Bazı karakterlere isim vermemek, kitaba gizem katmak adına yazarların tercihi. Zaman zaman ad verilemeyen kahramanlar oluyor. Örneğin Beyaz Gemi'deki çocuğun da adı yok.
Silhttp://kitaplarimolmadanasla.blogspot.com/2019/01/cengiz-aytmatov-beyaz-gemi.html