1 Mart 2013 Cuma

MARC LEVY - GÖLGE HIRSIZI


MERHABALAR, Fransız Edebiyatından bir örnek ile karşınızdayım. 

Marc Levy - Gölge Hırsızı


ARKA KAPAK:
Sen benim gölge hırsızımsın; nerede olursan ol, seni bulacağım."Babası tarafından terk edilmiş, çocukluğu boyunca annesiyle birlikte sıradan bir kasabada yaşayan kahramanımızın özel bir yeteneği vardır: Peşine gölgeler takılır, ona hep bir şeyler fısıldar...
Yıllar geçmiş, bahçesindeki kestane ağaçlarının altında oturduğu okulunu, babasıyla annesinin birbirlerini sevdikleri zamandan kalma o soluk fotoğrafları ardında bırakarak yeni bir hayata başlamıştır. Ne var ki tekdüze hayatı ve bir türlü ismini koyamadığı ilişkisiyle içindeki özlemi dindirememekte, ona fısıldayıp duran gölgelerden bir türlü kurtulamamaktadır.
Bir kıyı kasabasına yolunun düştüğü bir gün, hüzün dolu geçmişinin, peşini bırakmayan gölgelerin sırrı yavaş yavaş çözülmeye başlar. Yıllar önce geldiği bu kumsalda, gölgelerinin birbirine karıştığı ilk aşkının izini bulacak ve onun peşine takılacaktır.
Belki de, bir sandığın içine sakladıkları o uçurtmayı yerinden çıkarmanın zamanı gelmiştir artık...
Gölge Hırsızı, ardımızda bırakamadığımız anları, anıları ve aşkları anlatıyor. Yani peşimize takılan, kurtulamadığımız gölgeleri...


“Kimi insan gölgeleri kucaklar durur; sonunda senin gibi mutluluğun gölgesini bulur.” (William SHAKESPEARE)


“Aşk, en çok hayal gücüne ihtiyaç duyar, biliyor musun? Her birimiz, olanca hayal gücüyle, bütün gücüyle öbürünü yaratmalı ve gerçekliğe ufacık da olsa yer bırakmamalıyız; işte o zaman, o iki hayal gücü karşılaştığında… Dünyanın en güzel şeyi olur.”( Romain GARY)


Marc Levy

“ Geceden, akşamın gölgelerinin yarattığı, perdelerin katları arsında, duvar kâğıdının üzerinde dans eden şekillerden korkardım. Zamanla kendiliğinden kayboldular. Ama çocukluğum aklıma gelir gelmez yeniden beliriveriyorlar; hem ürkünç hem de tehditkârlar.
Bir Çin atasözü, kibar bir adam komşusunun gölgesine basmaz, der; yeni okuluma başladığım gün bu sözü bilmiyordum. Çocukluğum burada, bu okulun avlusundaydı. Onu kovmak, yetişkin olmak istiyordum; bana göre çok kısa ve çelimsiz olan bu bedene yapışmış, bir türlü gitmiyordu.” (s.15)





ÖZET
Roman kitabın baş kahramanının yeni taşındıkları küçük kasabadaki okulun 6/C sınıfındaki ilk günü ile başlıyor. Roman kahramanımız arkadaşlarından çelimsiz görüntüsünü, gözlüğünü kendince sorun eden küçük bir çocuktur.
Okuldaki en büyük sıkıntısı; aynı kızla Elisabeth’le ilgilendikleri için kendisinden 20 santim uzun ve 2 yaş büyük olan Marquez’in düşmanlığıdır. Kahramanımız derste yaptığı espri yüzünden bahçedeki yaprakları süpürme cezası alır.

Bu esnada yanına gelen hademe Yves ile konuşurken arkalarından vuran güneşin de etkisiyle hademenin gölgesi çocuğun gölgesine düşünce, çocuk gölgesinin boyunun uzadığını onunkinin ise kısaldığını fark eder. O esnada daha önce hiçbir yerden öğrenmediği, nereden bildiğini açıklayamadığı hademenin bir sırrını söyler.

Aynı gün küçük çocuk babası ile annesinin boşanacağını ve babasının kasabadan ayrılacağını öğrenir. Babasının evden ayrılması çocuk üzerinde derin etkiler bırakır. Zaman zaman kendisini suçlamasına bile sebep olur.

Yves ile yaşadıklarından sonra kahramanımız sıklıkla başkasının gölgesiyle üst üste gelince kendine ait olmayan görüntüler ve sesler duymaya devam eder. Bu şekilde istemeden pek çok kişinin sırrına da ortaklık eder. Birçok kez de bu şekilde insanlara yardımcı olur.

Çocuğun hayatının dönüm noktası tatil başladığında annesiyle birlikte bir sahil kasabasına tatile gitmesi ve orada hem duymayan hem de konuşamayan bir arkadaş bulması olur. Kızın adı Clea’dır. Clea ile geçirdiği günler boyunca kahramanımız çok mutludur. Clea onun gerçek aşkıdır. Ayrılırlarken buluşmak üzere söz vererek ayrılırlar. Yıllar geçse de kahramanımız Clea’yı unutmaz. Yıllar sonra aşıkların yolları son derece güzel bir biçimde kesişir. Bu kısım da kitabımızda…



KİTAPTAN NOTLAR

Kitabın son derece sade ve anlaşılır bir dili var. Yazar uzun tasvirlerden ve söz sanatlarından kaçınmış ama bu onun zaman zaman şiir gibi cümleler yazmasına engel olmamış. Bu bakımdan roman için her yaşa hitap ediyor diyebiliriz

“İnsanın ardında bıraktığı küçücük şeyler vardır, toz tutan zamanın içine demir atmış duran yaşanmış anlardır bunlar. Onları görmezden gelebiliriz am uç uca eklenen bu küçücük anlar sizi geçmişe bağlayan bir zincir oluştururlar.” (s. 171)

“Ergenlikte, anne babasını terk edeceği günün hayalini kurar insan, gün gelir onlar sizi terk ediverir. İşte o zaman, bir an için de olsa, yine onların çatısı altında yaşayan çocuk olabilmenin hayalini kurarsınız; onlara sarılmaktan, hiç çekinmeden onları sevdiğinizi söylemekten ve sizi bir kez daha terk etsinler diye onları kucaklamaktan başka bir şey hayal edemez olursunuz.” (s. 197)

Roman yazılırken kahramanları gerçeğe çok yakın karakterler olmuş. Sanki yarın işe giderken romanımızın kahramanı küçük çocukla, annesiyle, Luc ile…. karşılaşıverecekmişsiniz gibi geliyor.


Romanın sonunu okuduğumda iki çocuğun büyük aşkına hayran olurken; kahramanımızın babasından gelen okunmamış mektuplar da içimi burktu. Keşke sonu biraz daha açıklayıcı olabilseydi.

Romanda tek eleştirilecek kısım bence kahramanımızın kitaba adının veren “Gölge Hırsızı” özelliğinin kitabın bir çok bölümünde geri planda kalması olmuş. Böyle ilginç bir özelliğin romanda daha çok üzerine gidilebilirdi.

YEPYENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...

MARC LEVY GÖRSELİ


14 yorum:

  1. Can Yayınları kampanyasından almıştım. Merak ediyorum ama henüz okumaya fırsat olmadı.
    Güzel paylaşımın için teşekkürler.
    Keyifli okumaların olsun.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. D&R indiriminde görmüş almamıştım daha sonra övgüleri görünce alayım dedim ama bulamadım :) Keyifli okumalar.

    YanıtlaSil
  3. Bu kitabı gereçekten çok merak ediyorum.Tanıtım için teşekkürler.İlk fırsatta okuyacağım.

    YanıtlaSil
  4. Harika bi kitap...

    YanıtlaSil
  5. İtalyan değil Fransız bir yazar Marc levy ve kökeni izmirli..

    YanıtlaSil
  6. Marc Levy ile bu kitapta tanıştım ve anlatımıyla etkilendim. Ardından Keşke Gerçek Olsa, Sizi Tekrar Görmek, Sonsuzluk İçin Yedi Gün, İlk Gün ve İlk Gece kitaplarını da okudum. Hoş ve naif bir anlatımı var. Bu, Gölge Hırsızı da beni yazarın hayranı yapmasıyla ayrı bir yerdedir. Paylaşım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  7. En iyi kitap, gercekten almaya değer bir kitap verdiğine değer

    YanıtlaSil
  8. Nereden bulduğumu bilmeden aniden çıktı karşıma biraz olsun hayata bakışımı değiştirdi tek kelimeyle muhteşem beni duygu olarak en çok etkileyen kitap diyebilirim bende bu yazarı ilk defa bu kitapla tanıdım ve asla pişman olmadım herkese örnek bir aşk hikayesi"aşkın ne kulağı ne dili vardır aşk duygusal bir kalptir"bende şu anki sevgilimle yıllar sonra böyle karşılaşmak istiyorum darısı başımıza

    YanıtlaSil
  9. Bu kitap benim için çok değerli değerli ve gerçekten çok güzel ama anlamadığım bisey var neden bas kahramanın adı yok ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanıyorum Bazı karakterlere isim vermemek, kitaba gizem katmak adına yazarların tercihi. Zaman zaman ad verilemeyen kahramanlar oluyor. Örneğin Beyaz Gemi'deki çocuğun da adı yok.
      http://kitaplarimolmadanasla.blogspot.com/2019/01/cengiz-aytmatov-beyaz-gemi.html

      Sil

Yorum yazmak için zaman harcadığınız için Teşekkürler...

Blog sahibi olmayan ziyaretçiler Anonim'i işaretleyip, yorum bırakabilirler.

ARGO İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAZ.

Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görünecektir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...