Merhabalar;
Can Dündar'ın son dönem çıkan ve ilk baskı da 100 bin adet basılan "Aşka Veda" kitabını, ben de geçen günlerde edindim.
Arka kapak yazısına göz atalım önce;
"Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem,” diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70’lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: “Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun…” Aşka Veda Can Dündar
“Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim…”
Aşka Veda, Can Dündar’ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; “kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri,” anlatıyor.
Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. “Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş” nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.
Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor. Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda’da.
Ve olası bir sevda kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor…"
Can Dündar, çizgisini, duruşunu her daim beğendiğim bir yazar olmuştur. Yazılarını da hep severek okumuşumdur. Ancak "Aşka Veda" beni hayal kırıklığına uğrattı…
Dündar bu kitabındaki toplama yazıları ile bizlere bizim bildiklerimizi bir kez daha hatırlatırken, belleğimizi yeniliyor. Son dönemlere ait pek çok magazin tartışmaları, kitleleri peşinden sürükleyen diziler, metroseksüeller ve überseksüeller, Viagra'nın icadı ile kendini yeniden gencim zanneden altmışlık dedelerin genç kızlar peşinde sevdalanıp, gülünç hallere düşmeleri, Ece Erken-Erdinç Acar çiftinin bir dönem yaşadığı lazer hadisesi, Muazzez Ersoy'un banyosunda aşka son verişi ve daha nicesine dair kısa yazılar yerini alıyor kitapta...
Aşka Veda'da yazarın "Yarim Haziran" ve "Kırmızı Bisiklet"indeki tadı bulamadım maalesef... Zaten bir çok magazin olayının ana haber bültenlerinde bile yer alıp hayatımızı kuşattığı dönemde; pek magazin aşkı tarihe çoktan karışıp tarafların başkalarıyla ilişkileri ayyuka çıkmışken; okumak pek de keyif vermedi.. Aşka Veda bana damağımda kalan eski Can Dündar tadını vermedi.
Yazarın kullandığı üslup ve dile söylenecek bir şey yok elbette.. Son derece akıcı, gereksiz benzetmelerden arınmış temiz bir dil kullanmış yazar; günümüz aşklarını sorgularken...
Sıcak yaz günlerinde sıkmayan üslubuyla okunabilir bir kitap olmuş yine de... Sarı Zeybek, Lüsyen tadını arayanlara yetmese de....
Yeni kitaplarla görüşmek dileğiyle...
SEVGİLER..
nedense gördüğümde şu an okumayı düşünmeyeceğim bir konu demiştim, sizin yorumlarınızı okuyunca isabet dedim.Bir süre daha ertelenebilir yani ..
YanıtlaSil
YanıtlaSilArtık kitaplar bile aşkı anlatamıyor sanırım.
Can dündar deyince akan sular dururdu bir zamanlar bende , yeni bir kitap yazsın diye beklediğim ve yazılmış kitaplarını tekrar okudmaktan sıkılmadığımdı.Ama sonra sanki duruşunu bozdu bana göre o sebepten belki ertelemelerim..
YanıtlaSilKapağıyla yeteri kadar itici gelmişti. Yazınızla okumamakla çok da bir şey kaybetmediğimi anlamış oldum.
YanıtlaSilŞimdi sanane diyeceksin ama karısını aldattığından beri okumuyorum ben bu yazarı.
YanıtlaSilDeli anne Çiğdem
Eşim tatilde alıp okudu. Can Dündar genel davranış itibariyle tutarlı olmadığından nedense (belki de bu nedenle) kendisine ve yazdıklarına soğuk bakıyorum.
YanıtlaSilmerhabalar sevgili gonca keskin.... size engel olmak istemezdim aslında ama gerçekten sevmedim kitabı... belki daha önce okuduğum can dündarlardaki tadı bulmadığımdan... okumak isterseniz gönderirim size... sevgiler...
YanıtlaSilgaliba haklısınız yolcu.. kitaplar bile aşkı anlatamıyor... bir de bu kitabı maneviaşkı ve platonik aşkı şiirlerle anlatan iskender pala'dan sonra okuyunca daha da yavan geldi kitap bana....
ben de yazarın eski duruşunu daha çok seviyordum.. okuduğu şiirleri...zamanla daha önceki yazdıklarıyla çelişiyor galiba yazarlar da...her zaman beklerim kitap eylemcisi...
kapağını ben de sevmedim... cebin içinde kalp.. sanki para ya da cüzdan gibi.. hoş kitabın içerisinde sıklıkla değinmiş yazar ama yine de itici gerçekten sevgili beyaz kitaplık.. kitabı sadece yazarın adının ve daha önceki kitaplarının sattırdığını düşünüyorum...
YanıtlaSilben de karısını aldattığından beri samimi bulmuyorum deli anne çiğdem...
YanıtlaSilsize tam anlamıyla katılıyorum mehmet bey... zaten yaptığı belgesel filmler de söylediklerinizi destekler nitelikte... her zaman beklerim...
YanıtlaSilsevgili kitapsever,
YanıtlaSilkitap çekilişime beklerim
http://mugeninlistesi.blogspot.com/2012/09/blog-cekilisi-baslasn.html
Merhaba Emine hanım!
YanıtlaSilBen sizi Azerbeycandan izliyorum. Ben yeni bir bloggerim kitap seçiminizi çok beğeniyorum. Sizi izlemekte devam edeceğim. Bana destek olursanız, benim blogumu da izlerseniz çok sevinirim.
Teşekkürler!