MERHABALAR,
New York Post tarafından "Polisiyenin Kraliçesi" olarak tanımlanan Amerikalı yazar Tamı Hoag'ın okuduğum ilk kitabını paylaşmak istiyorum sizlerle.
"ÖLÜMDEN DAHA DERİN"
ARKA KAPAK
1985, California. Üç çocuk okullarının arkasındaki parkta koşarken,
toprağa kısmen gömülmüş bir kadın cesedi bulurlar. Cesedin gözleri ve ağzı
tamamen yapıştırılmıştır. Öğrencilerine son derece yakın olan öğretmenleri Anne
Navarre yaşadıklarının çocukların masumiyetini yok edişini büyük bir endişeyle
izlemektedir. Ama bunun, seri katil cinayetlerini işlerken ailelerin, dostların
sırlarının birer birer ortaya dökülmesiyle tüm toplumun masumiyetini bir
şekilde sarsacağını henüz fark etmemiştir.
Washington’dan
soruşturmanın yürütülmesine yardımcı olmak amacıyla ünlü FBI ajanı Vince Leone
gizlice çağrılır. Vince bir yandan yeni teknikler, katil profili oluşturma
yöntemleri, cinayetlerle ilgili kuramlar geliştirirken diğer yandan da cesedi
bulan üç çocuğun yaşamının derinliklerine doğru çekildiğini hisseder. Olaylarla
yakından ilgilenen genç öğretmeneyse kişisel olarak ilgi duymaya başlamıştır.
Yeni
kurbanlar bulunurken medya soruşturmanın gidişatını artık anbean takip
etmektedir. Bu sırada Anneyle Vince acaba en büyük acıyı bu kurbanlar mı yoksa
acımasız bir psikopatla iç içe yaşadıklarından habersiz olduklarından, katilin
ailesi ve dostları mı çekiyor diye düşünmektedirler.
“Tami
Hoag okumak her zaman cesaret ister.”
Kirkus Reviews
“Hoag muhteşem bir polisiye yazarı. Gizemi başarıyla kuran yazar,
okurunu son satırına dek saran merak duygusunu ustaca kullanıyor. Psikopat
katillerle ilgili çok fazla hikâye okumuş olabilirsiniz ama Hoag karakterlerini
öyle güzel donatıyor ki onlara kızacağınıza mı yoksa acıyacağınıza mı karar
veremiyorsunuz.”
Publisher
Weekly
ÖZET
Kitap, katilin öldürme şeklini anlatan paragraflar arasına; bir çocuğun
babasını anlattığı bölümlerin serpiştirildiği sayfalar ile başlamakta. Bu
bölümde çocuk babasının toplumda önemli bir insan olduğunu, kahraman olduğunu
çok meşgul olduğunu yazarken; katil de kadını öldürüş şeklini anlatmakta.
Katilin gözlerini, ağzını yapıştırdığı, kulaklarını sağır ettiği kadın bir kör
dövüşünde ne yapacağını bilmeyen bir vaziyette kurtulmaya çalışmaktadır.
Tommy Crane, Wendy Morgan, Dennis Farman, Cody Roache, Oak Knoll
İlkokulu’nda Anne Navarre’nin öğrencisidirler. Tommy ve Wendy iyi arkadaştır.
Cody ise çok sevmese de saldırgan bir karaktere sahip, Dennis'le arkadaşlık
eder. Okul çıkışında Wendy ve Tommy Oakwoods Parkının içindeki yolu takip
ederek eve giderlerken Dennis de onları takip emektedir. Amacı hem sınıf başarısından
hem de Wendy ile arkadaşlığından dolayı haz etmediği Tommy’yi ummadığı anda
karşısına çıkarak korkutmaktır. Çok geçmeden aklındakini yapar ve parkın içinde
bir kovalamaca başlar.
Kovalamaca esnasında düştükleri bir yerde bir cesetle karşılaşırlar.
Cesedin yakınında bir de köpek vardır. Çok geçmeden polis olay yerine gelir.
Polislerin içinde Dennis’in babası Frank da vardır. Çok geçmeden Anne Navarre, öğrencilerini korumak için
oraya gelir.
Tommy, Wendy, Cody oradan uzaklaşırlarken, Dennis babasıyla
olay yerinde kalır. Kimsenin bilmediği sonradan ortaya çıkacak bir ayrıntı
vardır. Dennis kadının ellerinden birini keserek alır.
Soruşturma Oak Knoll’daki güvenlik güçlerince araştırılırken;
iki yıl içinde benzer şekilde öldürülmüş üçüncü kurban olması üzerine olaya FBI ajanı Vince Leone girer. Amacı hem katilin
profilini çıkarmak hem de olayı çözmektir. Elbette olay 1985’de geçtiğinden
şimdiki teknolojilerin eksikliğinden pek çok testin yapılması, veri tabanına
ulaşılması da zaman alır.
Kayıp
kadınların ortak özellikleri pek çok olay yaşayıp Thomas Kadın Sığınağı’nda bir
süre kalıp psikolojik destek alıp, eğitim gördükten sonra hayata kazandırılmış
kadınlar olmalarıdır. Wendy ve Tommy’nin babaları da Sığınak için gönüllü
çalışmaktadırlar.
Çocukların ifadelerinin alınması
esnasında yanlarında bulunmak görevini üzerine alan ilkokul öğretmeni Anne Navarre de
olaylara dahil olurken, Vince Leone ile
aralarında bir yakınlaşma başlar.
KİTAPTAN
NOTLAR
Öncelikle kitap
etkileyici bir giriş ile başlamakta. Bir çocuğun katil babasını kendi el yazısı
ile son derece masumane anlatışı iç burkmakta. Çocuk bunları düşünürken babası
genç bir kadını öldürmek için işkence etmekte.
Kitabın girişinden başlamışken; sonundan da bahsetmek
istiyorum. Kitaba yazılan son yavan kalmakta. Anne ve çocuk kendilerine farklı
bir yol çizerken, katile ne olduğu açıklığa kavuşmazken son yavan kalmakta.
Ayrıca katil olması beklenen kişilerin üzerinde
yoğunlaştığından katilin kimliği şaşırtmadığı gibi; katili cinayetleri işlemeye
iten psikolojiden bahsedilmemesi kitabın eksiklerinden.
Bence Psikolojik olarak en iyi irdelenen karakter Dennis
Farman olmuş bence. Bulunduğu ailenin özellikle babası Frank’ın çocuğa davranış
şekli son derece güzel işlenmiş. Çocuk cinayete kurban giden kadının eline
keserek alması göz ardı edilerek; kendinden beklenen sona adım adım yürürken
Frank’ın da karısını öldürmesi son derece ironik. Keşke Cody bundan nasibini
almamış olsaydı.
Sonuç olarak; konu ve kurgu olarak beğendiğim ancak sonunu
bağlamak konusunda başarısız bulduğum bir kitap oldu.
YENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE…
Kitabı ben de okudum yazdıklarınıza katılıyorum. Başlangıcı ve gidişi çok güzeldi ancak sonu beklentiyi karşılamıyor. İlk kitabı olduğunu da bilmiyordum. Yorum için teşekkürler.
YanıtlaSilNasıl tıbbi gerilimin kraliçesi Tess gerritsen ise polisiyenin kraliçesi de Tami Hoag dır.Bunun her zaman arkasındayım:)Psikopat özellikle güzeldir.
YanıtlaSilTami okumak isteyip bir türlü başlayamadıklarımdan ama aldım notumu , aklımda:D
YanıtlaSil