31 Aralık 2018 Pazartesi

STEFAN ZWEIG – BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ

MERHABALAR KİTAPLARIM OLMADAN ASLA TAKİPÇİLERİ;


Yakın Dönem Alman Edebiyatı deyince aklıma gelen iki isimden ilki Franz Kafka, ikincisi Stefan Zweig olur herhalde. Stefan Zweıg'ın kitaplarını seri haline getirmeye çalışıyorum son dönem kitap alışverişlerimde. 


Blogum da okuyucularım da bu durumdan nasibini alıyor haliyle... Sizlerle Sweig'ın Novellalarından BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ'nü paylaşmayı istiyorum sizlerle... 

2018'in son paylaşımında bu da benim ağacım olsun...


“O da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. Arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman âşıktı.” (Sayfa 33)


ARKA KAPAK 

Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.


ÖZET

“Mektubun üzerindeki kraliyet mührünü ve getirdiği sıkıntılı haberin birinde olan subayın biraz şaşkın halini görmesine karşın ne merakını ne de kaygısını açığa vurdu.” (Sayfa 1)

“Saraya gündüz dönebilmek için yola gece çıkmak istiyordu” (Sayfa 4)


Kraliçe nedimesi Madame de Prie; gözden düşünce; Normandiya’daki şatoya sürülür. Madame de Prie başta durumu soğukkanlılıkla karşılar ve geçici bir durum olarak algılar.
Balolar, eğlenceler, aristokratlar arasında yaşadığı, sözünün geçtiği Paris’i bırakıp, şatosuna çekilir. Ancak sıkıcı, gösterişten uzak köy yaşantısı, yalnızlık kadını bir canavar gibi sarıp sarmalar. 

“Issızlık bütün odalarda hain bir hayvan gibi oturmaktaydı, kimsenin buralara girmediği yıllar içinde semirmişti ve kadın hayvanın üzerine atılmasından korktu.” (Sayfa 9)


Sırf yalnızlıktan kurtulmak adına köyün rahibiyle arkadaşlık kurar. Köyün rahibinin Paris’te eğitim görmek isteyen yeğeni ile gönül ilişkisi kurar. Madam’ın yeni aşığının amacı Paris’te eğitim görmek için Madamın kendisine hatırlı kişilerle aracılık yapmasıdır.

“Ama burada günler nasıl da uzundu. Saatler, sanki insanlar gibi temkinli adımlarla ilerliyordu ve madam onları hızlandıracak hiçbir yol bilmiyordu. Ne yapacağını bulamıyordu; içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü.” (Sayfa 9) 


Gün geçtikçe Madame de Prie, yalnızlığın da etkisiyle mantıklı düşünme gücünü kaybeder. Bu günlerde Paris’e artık geri dönemeyeceğini de anlamış bulunmaktadır. Kendi yerine Kraliçe Nedimesi olarak Madame de Calaincourt getirilmiştir.

“Öldü sanılıp gömülmüş, ancak toprağın altinda tabutunun içinde uyanıp bağırıp çağıran, kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini kadın. Ancak onu yukarıda duyan yoktu, insanlar toprağın üzerinde hafif adımlarla yürüyor, onun sesiyle yalnızlığın içinde boğulup gidiyordu.” (Sayfa 21)
Çevresindekilerin onun yoksunluklarından beslenmemesi için; varını yoğunu Paris’teki şaşalı yaşamını canlandırmak için partiler yapmaya harcar. Bu partiler Madamın aldığı kararın ilk basamağıdır.


ALINTILAR

“Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı.” (Sayfa 13)

“Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu” (Sayfa 31)

“Kıskançlığın, kinin, yalanın olmadığı bir yaşam yaşamaya değmezdi.” (Sayfa 34)

“Evde bir ölü var, farkında değil misiniz?” (Sayfa 36)

“Çünkü ölüm sözcüğü bir sarhoşun yüreğine bile çekiç gibi inerdi.” (Sayfa 36)

“…insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi. (Sayfa 48)


KİTAPTAN NOTLAR

Öncelikle her zamanki gibi içeriğe geçmeden kitabın fiziki  yapısı ile başlamak istiyorum. Bir Çöküşün Öyküsü, tek öyküden oluşan, 48 sayfalık bir kitap. Kapağı içerikle son derece uyumlu ve güzel hazırlanmış. Görselde kadının çöküşünü ve gözlerindeki tarifsiz kederi görmek mümkün.

Yazarın her kitabını okuduğumda her öyküsünü bitirdiğimde aynı duyguya kapılıyorum. Zweıg bence; karakterlerin ruh tahlillerinde, karakterin duygu durumunu yansıtmada öyle başarılı ki; karakterlerle kolay empati kurmamızı, karakteri sevmesek de anlamamızı sağlıyor.

Yazarın kutlanması gereken diğer konuda bence diğer pek çok kitabındaki gibi kadın ruhunu çok iyi anlatması. Bence kadın ruhunu en iyi çözen erkek yazar diyebilirim. Sanıyorum yazarın bu konuda bir seçimi de söz konusu. Çünkü kahramanları ağırlıklı olarak kadınlar. Henüz İş Bankası Kültür Yayınları tarafından çevrilmedi ama, geçtiğimiz yıllarda okuduğum yazarın romanı “ACIMAK” da muazzamdı. Koridor Yayınları ya da İş Bankası keşke yeniden çevirisini yapsa. Bendeki kitapta dizgi hataları var ve yazı karakteri çok küçük.

Kitaptaki küçük ayrıntılardan biri de 19.yy’da Fransa’daki Osmanlı etkisinin kitapta yer bulması oldu. İçinde Türk kelimesi geçince ister istemez dikkatimi çekti.
Türk tatlılarını ve içeceklerini macera dolu görkemden gözleri kamaşmış konuklara sunuyorlardı.” (Sayfa 38)

Kitapta Madame de Prie’nin sergilediği tiyatro sahnesi bence kitabın en güzel sahnelerinden. Bu bölüm Madame de Prie’yi sonuna götüren basamakları yansıtma bakımından güzel kurgulanmış bence.

Yazarın pek çok öyküsünde hâkim olan ve kendi gönüllü ölümüne de gönderme olan intihar etme arzusu, intiharı bir kurtuluş görme durumu bu kitaba da damgasını vurmuş. Pek çok eserinde olduğu gibi, bu eseri de doğrudan ya da dolaylı intihara sahne olmuş.

Yeni kitaplarla görüşmek dileğiyle….

STEFAN ZWEİG’in diğer kitapları için tıklayın….

KORKU

Not: YAZARIN GÖRSELLİ ALINTIDIR.

24 yorum:

  1. Zweig harika bir yazar gerçekten, bu romanın konusu da oldukça ilginç, paylaştığınız için teşekkür ederiz, iyi seneler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli bir okuma oldu benim için şiddetle tavsiye ederim...

      Sil
  2. Güzel bir öykü kitabı. Emeğinize sağlık ve mutlu yıllar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her kitabında ayrı keyifler aldığım muhteşem bir yazar... Size de mutlu yıllar...

      Sil
  3. Acımak hakikaten çok iyiydi, Zweig'de pek kötü çıkmıyor zaten:) Mutlu yıllar:)

    YanıtlaSil
  4. heeey ne güzel olmuş o ağaç eveet :) zweig ben de sırayla okuyom yavaş yavaş. bunu da sevmişsin demek ki, diğerlerini sevdiğin gibi. okurum ben daaa hihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyunca da yorumunu beklerim... Mutlu yıllar sevgiler... :)

      Sil
  5. Beğenerek okuduğum bir kitaptı. Konusu itibariyle güncelliğini hiç yitirmeyecektir. Güzel bir kitabı güzel yorumlamışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle her dönemde Madamlar, koltuğunu kaybettiği için yok olup gidenler olacaktı... Zweig her devrin yazarı bence de...

      Sil
  6. Yazarın henüz bir eserini okumadım ama benim de okuma listemde kendisi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın pek çok kitabını okudum. Tavsiye ederim. sevgiler...:)

      Sil
  7. Zweıg okudum ve çok beğenirim.yabancı yazarlardan kadınlarla ilgili tespitleri doğru olduğu konusunda haklısınız.Türklerde de Ahmet Altan'ı ama daha çok ömer seyfettin! i bu şekilde düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Altan'ın En uzun gece, içimizde bir yer'i okumuştum popüler olduğu yıllarda... Zweıg'ın ruh tahlillerini okumaktan çok keyif alıyorum.

      Sil
  8. daha kısmet olmadu bu yazarın kitaplarını okumak..intihara meyilli olması çok üzücü...yeni yıl ağacınıza bayıldım...mutlu bir yıl olsun inşallah hepimize.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlu yıllar öncelikle...Okumadıysanız tavsiye ederim Zweig'i... Maalesef intihar fikrini 1942'de karısıyla birlikte ilaç içerek gerçekleştiriyor. Keşke bu kadar iyi bir yazar daha uzun yaşasaydı...

      Sil
  9. Merhaba ziyarete geldim, sizi de bloguma beklerim

    YanıtlaSil
  10. kitap dolu bir 2019 gecirmek dilegi ile ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dileğiniz için çok teşekkürler... Sevgiler...

      Sil
  11. Zweig en sevdigim yazarlar arasinda ve karakter tahlili ve kadin ruhunu anlamasi konularina katiliyorum. Cok akici bir yazim dili var 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son dönemlerde en çok okuduğum yazar kendisi. insan ruhunu iyi anlayan ve anlatan yazarlardan. Edebiyatın Ferud'u bence. okurken keyifle okuyorum nasıl bitirdiğimi anlamıyorum.

      Sil
  12. Zweigh okumaya bayılıyorum. Ama hala okuyamadığım bi dünya novellası var. Yazmışta yazmış :) iyi ki yazmış. Ben çok zevk alarak okuyorum kitaplarını.Bu da okumadıklarım arasında ben de bütün kitaplarını tamamlamayı düşünüyorum Sevgiler. İyi yıllar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaplarını tamamlama konusunda sizinle aynı fikirdeyim. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan tamamlamaya çalışıyorum şu aralar. Her biri çok güzel ve doyumsuz bir okuma zevki sağlıyor. Aslında daha çok kitabını okudum ve yayına hazırladım ama arka arkaya yayınlayıp, okuyucularımı sıkmamak için bekletiyorum. İyi yıllar sevgiler..

      Sil

Yorum yazmak için zaman harcadığınız için Teşekkürler...

Blog sahibi olmayan ziyaretçiler Anonim'i işaretleyip, yorum bırakabilirler.

ARGO İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAZ.

Yorumunuz blog sahibininin onayından sonra görünecektir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...