MERHABALAR Sevgili Blog Arkadaşlarım;....
Bu yazımda sizlere 3 defa okuduğum dili, anlatımı, konusu ile çok ilginç bulduğum bir kitaptan bahsedeceğim... Tanıtacağım kitap İhsan Oktay Anar'ın ilk kitabı
"PUSLU KITALAR ATLASI "
"Rendekar doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öylese gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum."
Kitap, ustaca kaleme alınmış olup hiç alışık olunmayan bir dille hazırlanmıştır. Kitabın bu özelliğine akıcılık özelliği de eklenince son derece sürükleyici bir kitap olmuş doğrusu...
Bunun yanında romanda olayların geçtiği zamana ve mekana bağlı olarak Osmanlıca ve eski Türkçe kelimelerin, argo, hatta bilimsel terimlerin kullanılması da bence kitabı bir hayli ilginç kılmış. Romanda geçen isimler yazarın ifadesine göre doğu efsanelerinden veya hikayelerinden alınmıştır.
Kitabın bence en güçlü yanı, romanda yer alan Uzun İhsan Efendi, Bünyamin, Arap İhsan, Büyük Efendi, Hınzıryedi.. gibi ana karakterlerin yanında yan karakterlerin de dış görüntülerinden yaşantılarına kadar pek çok ayrıntıya yer verilmesi, karakterlerin çok iyi dillendirilmesidir.....
Bu romandaki Uzun İhsan Efendi aslında yazarın ta kendisi yani İhsan Oktay Anar'dır. Bu isim ona boyunun çok uzun olmasından verilmiştir. Hiç bir mesleği yoktur. Kimseden para almaz ve kesesinden ne kadar harcarsa harcasın kesesi hep altınla doludur. Dünyayı rüyalarıyla keşfetmeye çalışan bu adamın daha sonradan Yeniçeriler tarafından gözleri oyulup kulakları ve burnu kesilir, dilendirilmek üzere Hınzıryedi'ye satılır.
"Yeniçeriler kapıyı zorlarken, Uzun İhsan Efendi hala malum konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... "Rendekar doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam ersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar. Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece, o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın, beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum." Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları gerirdi: "Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır." (Kitabın Arka Kapağında Yer Alan bölüm..)
(Bu Kısımda bahsi geçen "RENDEKAR" aslında Descartes'tir.)
Aslında kitap ve yazar hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki.. Sonuç olarak okunmasını tavsiye edecebileceğim beni çok etkileyen güzel bir roman....
Romanı okuyanlar ya da okumayı düşünenler varsa düşüncelerini benimle paylaşırsanız çok sevinirim Sevgili Dostlar....
GÜZEL BİR HAFTA GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE...
SEVGİLER...
Kitapla ilgili daha ayrıntılı bilgi için İHSAN OKTAY ANAR'IN RESMİ SİTESİ
Bu kitabı çok merak ediyorum ve bir türlü fırsat olmadı okumaya...Elimdekiler bitince ilk iş bu..
YanıtlaSilhımm okumadım ama kesinlikle çok merak ettim...
YanıtlaSilBen de 1 hafta içinde bir analiz hazırlamayı düşünüyorum :D
YanıtlaSilBen sizin tahlillerinizi çok beğendim, bakalım siz de benim yaptıklarımı beğenecek misiniz?
Bu arada Amin Maalouf okudunuz mu bilmiyorum fakat şiddetle öneririm :D
yorumlarınızla yeni blogumda beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim.. amin maalouf okumuştum.. ancak yeniden okumam gerekiyor.. çünkü doğunun limanlarını okuyalı uzun bir süre oluyor.. tavsiyenize teşekkürler.. Erdost Yüksel..
YanıtlaSilGenis ozetini yazarmisiniz
Silgeçenlerde bizde aldık bu kitabı, ilk önce okunacaklar listesinde :) ama sizdeki basımının kapağı çok daha güzelmiş :)
YanıtlaSilİlk okuduğumda, 97'nin son aylarıydı. O zamanlar Doktorlar'da bir kitapçı vardı. Adı Kibele miydi?..
YanıtlaSilBenim de çok etkilenerek okuduğum bir romandır.
Selam, oldukça farklı ve etkileyici bir kitap. Anlatılmaz yaşanır diye bir klişe vardır ya buda öyle ''anlatılmaz okunur'' öğrencilik yıllarımda okumuştum. ardından da suskunlar'ı okumuştum. İmkanınız varsa onuda okumanızı tavsiye ederim.
YanıtlaSilLutfen genis ozetini yazarmisiniz kitabin
SilLutfen genis ozetini yazarmisiniz kitabin
Silben de kapağını çok beğeniyorum sevgili beyaz kitaplık...
YanıtlaSilsiz beni kadar geç kalmamışsınız ben 2006'da okuyabildim maalesef fatma hanım...
YanıtlaSilhoş geldiniz acemi blogger gerçekten etkileyici bir kitap tüm ihsan oktay anar romanları gibi... suskunları okudum 1, 1,5 ay kadar önce.. fotoğraflarını da çektim ancak özetini yazıp bir türlü paylaşamadım.. maalesef kızımın rahatsızlığı bazen çok vaktimi alıyor.. bence suskunlar da son derece etkileyici...
YanıtlaSilLutfen genis ozetini yazarmisinz kitbin
YanıtlaSilLutfen geniş özetini Yazarmisiniz kitabin
YanıtlaSilÖncelikle bloguma hoşgeldiniz volkan bey. kitabı okuyalı uzun zaman oldu maalesef. ayrıntılı özet için tekrar okumam gerekir. ancak şu an sırada okunacak ok kitabım var. keşke yardımcı olabilseydim .
SilSosyal medyada övüldüğü kadar çok beğendiğimi söyleyemesem de, muhteşem bir alt yapı üzerine kurulduğunu kabul etmek gerek. Kendi adıma dilinin biraz daha sade olmasını tercih ederdim.
YanıtlaSilİhsan oktay anar maalesef yanınızda sözlük bulundurmanızı gerektirecek kadar çok osmanlıca ya da arapça kelimeler kullanıyor. Bu durum Amat'ta denizcilik terimleri ile ve Suskunlarda da musiki terimlerinde de böyle. ama kurduğu hayali dünyayı sevdiğim için keyifle okuyorum. Yedinci gün, Efrasiyab'ın hikayelerinde aynı keyfi alamadım. Suskunlar bir zirve idi benim için.
Silben de yazarın oluşturduğu alt yapıyı çok sevdim, insanı bambaşka bir aleme götürüyor gerçekten, elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilPuslu Kıtalar Atlası'nı okuyup beğendiyseniz, Suskunlar'ı da tavsiye ederim... sevgiler... :)
Sil