MERHABALAR,
“Ölmez
Otu” Dağın Öte Yüzü üçlemesinin son kitabı. Aslında üçlemeyi ardı ardına
okumama rağmen son kitabı düzenleyip yayımlayamadım bir türlü araya başka
kitaplar girdi. Gelelim serimizin son kitabına…
ARKA
KAPAK
Başı
dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta
kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan
da hikayelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş
dünyasının büyük ve görkemli hikayesidir.
Üçlünün
üçüncü kitabı Ölmez Otu Toros Dağlarından Çukurova ya uzanan bir toprakta
yeşerir. Pamuk toplamaya inen Yalak köylülerine kendi yarattıkları efsane eşlik
eder. Ancak mitin yıkılışını anlatan satırlar, vahşi olduğu kadar olağanüstü
bir türkü gibi içimize işler.
Ölmez Otu patetik, acı ve güçlü bir romandır,
Yaşar Kemal ise kuşkusuz sesi Anadolu sınırlarını aşan bir Türkiye yazarı.
Michel
Deon, Journal Dimanche, (Fransa)
Bir halkın ve bir yaşama biçiminin portresi
olarak bundan daha iyisi ortaya konulamazdı.
The
New York Times Book Review, (A.B.D.)
Ölmez Otu nda şehvet, kan, şiddet, cinayet
hepsi vardır ve hepsi olağanüstü boyutlardadır.
Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış
Ölmez Otu’nda Yaşar Kemal insan
olarak bakıyor köylüye, roman malzemesi olarak değil.
ÖZET
Üçüncü kitabımız Muhtar Sefer’den yediği dayaktan sonra
kendine bir türlü gelemeyen, kimsenin yüzüne bakamayan Memidik’in Muhtar
Sefer’e duyduğu öfke ve kinin içinde git gide büyümesiyle başlar. Memidik sürekli
insanlardan kaçar ve Sefer’i nasıl öldüreceğini düşünür durur. Memidik, Muhtar
Sefer’ i Çukurova’da öldürecektir. Muhtar Sefer Memidik’in gecesini gündüzünü
kaplamaktadır.
Koca Halil kaçıp sığındığı köy ile birlikte Çukurova’ya
inmiş, köylülerini aramaktadır. Yeniden
döngeleler açmış, Çukurova’ya inme vakti gelmiştir Yalak Köylüleri için. Çetin
bir kış geçmiş, köylüler Adil Efendi ve Muhtar Sefer korkusuyla yaşamışlardır
kış boyu. Çukurova demek yeniden umut demektir. Köylüler Çukurova’ya inme
hazırlığı yapmaktadır.
Uzunca Ali’yi bir telaştır alır. Annesiyle birlikte
Çukurova’ya nasıl ineceklerdir. Oysa çukura inmesi, borçlarını ödemesi için bir
zorunluluktur. Her ne kadar
Taşbaşoğlu’nu beklese de Taşbaşoğlu bir türlü gelmez. Karısı Elif ile
konuşurlar. Meryemce’yi köyde bırakıp gitmeye karar verirler. Elif, Meryemce
için ekmek yapar, azık hazırlar. Gece Meryemce, uyurken çocukları da alıp yola çıkarlar. Uzunca Ali'nin aklı hep annesindedir. Bir an önce borcunu ödeyecek parayı kazanıp, köye dönmek
zorundadır. Bir taraftan da Muhtar Sefer, Ali’nin annesini öldürdüğü
dedikodusunu yayar. Çocukları bile Ali'den şüphelenirler. Annesi ölmeden köye
dönmek Ali için zorunluluktur.
Koca Halil de Ali’ye yardım eder. Atın ölümünden kendini
sorumlu tutan, tüm atışmalara rağmen; Meryemce’nin ölmesini istemeyen Halil bu
şekilde Ali’ye gönül borcunu ödemeye çalışmaktadır.
Memidik, geceler boyu öldürmek için Muhtar Sefer’i takip
eder durur. Gece Sefer sandığı adamı tüm cesaretini toplayarak öldürür. Ölüyü
saklar. Ancak sabah olduğunda öldürdüğü adamın Muhtar Sefer olmadığını görür.
Öldürdüğü adamın Şevket Bey olduğunu öğrenir. Yaşadığı yıkım büyüktür. Memidik
bir taraftan ölüden kurtulmaya çalışırken bir yandan da ölüyle bir bağ kurar.
Muhtar Sefer Uzunca Ali ile yayıla
dedikodudan faydalanmak ister. Tetikçisi Ömer’i, evlendireceğine ve para
vereceğini söyleyerek köyde yalnız başına kalan Meryemce’yi öldürmesi için köye
gönderir. Meryemce köyde bir başındadır. Meryemce köyde dolanır durur, kendi
kendine konuşur hatta kesip yemek için yakaladığı horozu bile yalnızlığına
ortak olması için kesmeye kıyamaz. Onunla bile konuşur. Bu yüzdendir ki; köye
gelen Ömer’i en güzel kıyafetlerini giyerek bekler. Ömer’i öyle güzel karşılar
ki, köyde geçirdiği sürede Meryemce’yi öldürmek konusunda kararsız kalır. Ona
kıyamaz.
DAHASI KİTABIMIZDA....
KİTAPTAN
NOTLAR
Kitaba adını veren “Ölmez Otu” toprağa adeta dişlerini geçirmişcesine bağlanan
ve kuruyken bile canlılığını koruyabilen “Altın Çiçek”de denilen şifalı bir
bitkidir. Meryemce de tıpkı ölmez otu gibi hayata tırnaklarını geçirmiş bir
kadındır. Hatta kitaba adını verecek kadar…
Dağın Öte Yüzü üçlemesinin son kitabı Ölmez Otu’nda köylülerin verimli
tarlalarda çalışıp, rahatladıktan sonra kendi yarattıkları evliyayı yine
kendileri yok etmelerini anlatmaktadır. ÖLMEZ OTU GÖRSELİ...
Orta Direk’te Uzunca Ali’nin mücadelesine,
Yer Demir Gök Bakır’da Taşbaşoğlu’nun evliyalaştırmasına yer veren yazar Ölmez
Otu’nda Memidik’in intikam almak için yanıp tutuşması, Sefer sanıp öldürdüğü
Şevket Bey’in ölüsüyle kurduğu bağ ve sonunda Sefer’i öldürmesi kitabın öne
çıkan konusu olmuş.
Yer Demir Gök Bakır’da Muhtar Sefer tarafından işkencelere maruz kalan
Memidik için Ölmez Otu’nda intikam vakti gelmiştir. Memidik kaybettiği
erkekliğini kazanmıştır.
Yine kitabın öne çıkan diğer önemli konusu da köyde yalnız kalan Meryemce’nin
yalnızlığıdır. Öylesine yalnızdır ki kesip yemek için yakaladığı horoza bile
kıyamaz. Onunla paylaşır yalnızlığını…Köye gelen Ömer ile paylaşır yalnızlığını… Yazar her ne kadar Meryemce’nin
ölüm emri verilse de Muhtar Sefer tarafından; Meryemce’nin ölüp ölmediğini
kesinliğe kavuşturmamıştır.
Üçleme bittiğinde aklımda kalan sorulardan en
önemlisi Meryemce’nin ölüp ölmediğiydi. Kitabın adından yola çıkarak yazarın
Meryemce’ye kıyamadığını düşünüyorum.
Sırası gelmişken Meryemce’nin pek çok yönüyle İnce Memed’deki Hürü Ana’ya
çok benzediğini düşünmekteyim. Yazar Röportajlarında Meryemce karakterini
oluştururken babaannesinden etkilendiğini belirtmiştir. Meryemce’nin de Hürü
Ana’dan satır aralarında bahsetmesinden yola çıkarak, İnce Memed ile aynı
dönemlerde geçtiğini söyleyebiliriz.
Kitabı okurken beğendiğim taraflardan biri de yazarın bölüm başlarındaki açıklamaları oldu. Zaman zaman fazlaca ip ucu verse de bu bölümleri okumayı sevdiğimi söyleyebilirim.
YEPYENİ OKUMLARLA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE....
SEVGİLER...
Selam.
YanıtlaSilİyi ki Yaşar Kemal bizim topraklarımız da yaşamış ve yazmış....
Kalemini, anlatımını çok sevdiğim yazarlardan...
Nur içinde yatsın, sevgiler iyi haftalar. ☺
Yaşar Kemal okumayı seviyorum ben. Bu üçlemeyi de geçen yıllarda okumuştum...
YanıtlaSilBir Ada Hikayesi 3. kitapta bekliyor , Yaşar Kemal'in bütün kitaplarını okumak istiyorum , bir gün mutlaka okuyacağım dediklerimden :D sevgiler
YanıtlaSilne güzel bir inceleme yazısı olmuş teşekkürler.. bloğunu takipdeyim bana da bekliyorum,sevgiler :)
YanıtlaSilKitap okumak gibi bir alışkanlığınızın olması ne kadar güzel.Sevgiler :)
YanıtlaSilMükemmel olmuş
YanıtlaSilçok teşekkürler...
SilBu üçlemeyi bugün bitirdim. Yaşar Kemal'in neredeyse tüm kitaplarını okudum. Hepsinden ayrı bir zevk aldım. Bu üçlemeye gelince eleştiriye ve yorumlara katılıyorum. Herkes kitabı okurken kendi açısından bakarak okur ve bu yorumda yansır. Benim Yaşar Kemalde gördüğüm kendi yaşadıklarımı anlatması. Küçük yaştan itibaren tarlalarda çalışmam. Sonra iyi bir meslek sahibi olmam ama daha sonra herşeyimi kaybetmem. Zaten Yaşar Kemal i de son dönemde daha çok okumaya başladım. Içimden kabarıp gelen isyan duygusu ama birşey yapamama. Insanların zalimliği ve benim güçsüzlüğüm. Destek görmek isteyipte seni güç karşısında yanlız bırakan insanlar. Daha çok yazabilirim. Ama Yaşar Kemal için şunu diyebilirim iyi yazmış.
YanıtlaSilyazar, meryemcenin yaşadığını, son satırda uzunca aLinin hayaLden gerçeğe geçişini ve meryemcenin koynunda kekLik paLazıyLa uyuduğunu söyLemekte..
YanıtlaSilBugün bitirdim seriyi yer yer tekrara düşse de yazar sürükleyici bir seriydi 1. Ve 3. Kitap daha sürükleyici ve etkileyiciydi.2 sıktı yer yer.
YanıtlaSil