MERHABALAR
Sevgili Kitap severler... Efsane erimizin dördüncü ve son kitabını paylaşmak istiyorum sizlerle...
“Allah
sana büyük bir hazinesini, tek kıymetli varlığını armağan etti, yüreğindeki
umudu verdi sana… Başkaldırman için umuttan daha değerli bir şey, bir silah
veremezdi sana. Onun verdiği umutla, sen eğer başkaldırmayı öğrenseydin, ölümü
bile yenerdin.” (İnce Memed 4, Sayfa, 349)
ARKA KAPAK
Otuz
iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran
Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür.
Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın,
'mecbur adam'ın romanı.
Eşkıyalığı bırakarak evlendiği Seyran ile bir Akdeniz kasabasına yerleşen
Memed, burada milli mücadele kahramanlarından muallim Zeki Nejad'la dostluk
kurar. Memed, köylüye zulmeden çeltikçilerle mücadele eden Zeki Nejad'ı
öldürten Şakir Bey'i öldürerek yeniden dağa çıkar. Kendini yakalamak için
köyleri boşaltarak köylüleri Çukurova'ya süren milletvekili Arif Saim Bey'i de
öldürür. Bu olaydan sonra İnce Memed'in imi timi belirsiz olur.
“Türk halkının 1950 yılında, çeyrek yüzyıllık bir siyasal iktidarı niçin
değiştirdiğini anlamak için bence İnce Memed 4'ü, bu, resmi tarihin dışında
yazılmış romanı okumak yeter.” Fethi
Naci, Bir Romancı: Yaşar Kemal
“İnce Memed hem Homeros şiiri, hem ortaçağ türküleri, hem de bir proleter
destanı ya da bir serüven romanı, hatta toplumsal bir belge niteliği
taşıyor." Jacqueline Piatier, Le Monde, (Fransa)
“İnce
Meeden serisinin 1987 tarihli dördüncü ve son kitabı, Robin Hoodvari bir
serüven hikayesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda müthiş bir şiirsellik taşıyor.”
Regina Karachouli,Sacsishe Zeitung, (Almanya)
“Çağdaş
Türkiye’de yaşayan bir efsaneye dönüşen asi gencin yabanıl, hüzünlü ve
unutulmaz destanı.” The Bookseller, (İngiltere)
ÖZET
Geldik serinin dördüncü ve son cildine… Birinci ciltte
Değirmenoluk köyünü Abdi Ağa’dan ve çakır dikenden, İkinci Ciltte Değirmenoluk
Köyünü Abdi Ağa’nın kardeşi Hamza’dan, Vayvay Köyünü Ali Safa Bey’den ve
karaçalılardan, üçüncü ciltte ise Çiçeklideresi Köyünü Mahmut Ağa’dan ve Keven
dikenlerinden kurtaran İnce Memed Artık Çukurova’dan kötüler için korkulu rüya,
köylüler için ise efsane olmuştur.
“Çukurovada her şey saydamdır. Kayalar, toprak,
ağaçlar bile. Kuşlar,böcekler, yılanlar, insanlar bile… Gökyüzü ışıktan bir
mavidir. Geceleri de ortalık silme yıldız döşelidir. Ve suların dibine Kuran
düşse okunur.” (İnce Memed 4, Sayfa 12)
Memed Anavarza kayalıklarından devedikenlerinin
arasındadır. Çeteden ayrılmıştır. Ferhat Hoca’nın kendisini gönderdiği
Abdüsselam Hoca’ya gidecektir. Müslüm ile Akçasaz’da buluşacaklardır. Ancak
yılanlarla dolu bu söğütlükte çevreleri sarılır. Jandarmalara köylüler de
katılmıştır. Takip başlar. Jandarma takibinden yakalarını kurtaran Müslüm ve
Memed yakınlarda bir köye gelip bir eve sığınırlar. Taktığı yüzükten Memed’i
tanıyan kadın onu çok güzel ağarlar. Her ne hikmetse jandarmayla beraber
Memed’in peşine düşen köylüler, Memed’i görünce bağırlarına basarlar.
Bu sırada kasabada Murtaza Ağa’nın İnce Memed
korkusuna bir de Topal Ali korkusu eklenmiştir. Memed’in Mahmut Ağa’yı
öldürürken, Murtaza Ağa’ya “ Seni Topal Ali’ye havale ediyorum” sözü onu çok
etkilemiştir. Korkudan ne yapacağını bilemez. Tek çare Topal Ali’nin gönlünü
alıp, onu yanına çekmek gibi görünmektedir.
Kasabanın ileri gelenleri köylünün gözünde efsane
olmuş, kurşun değmeyen atın öldürülmesi durumunda Memed’in de köylünün gözünden
düşeceğini düşünürler. Çünkü köylüye göre Memed’in canı bu attadır. Atın
üzerine önce 1500 lira ödül koyarlar. Sonra da bu ödülü 3000 liraya çıkarırlar.
Haber tellal ile duyurulur. Parayı gözüne kestiren köylüler yılkıya bırakılmış
ne kadar at varsa yularından tuttuğu gibi kasabaya getirirler. Jandarma
komutanlığının önünde sıraya geçerler.
Yağız atın yakalanamayacağını anlayan kasaba ileri gelenleri herhangi
bir atı Memed’in atı diye kurşuna dizip, onu Yağız at diye yutturmaya
çalışsalar da atın ölüsünün yok olması atı köylünün gözünde tamamen efsaneye
çevirir. Halk Memed’den sonra atını da efsaneye çevirir.
“Ne
yazık ki, ben ata yaklaştım, yaklaştım, elimi değdirdim, yaaa, ben şanlı Bu kefalosa
elimi değdirdim, ben elimi ona değdirince o da bir mor bulut oluverdi ve hem de
göğe çekildi. O göğe çekilen bulutun içinde ışıklar patladı, yıldızlar kaynadı.
Az sonra da yıldız yakuta kesip kıpkırmızı, göğün ucuna yapıştı kaldı, sabaha
kadar da bütün geceyi yakut kızılına boyadı koca Akdenizi bile….” (İnce Memed 4, Sayfa, 126)
Memed ve Müslüm, Abdülselam Hoca’nın köyüne
giderler. Abdülselam Hoca, Memed’i köylüye yeğeni olarak tanıtır. Memed bu
sırada başındaki fesi çıkarmış, şapka takmıştır. Memed’in yanında öldürdükleri
namlı eşkıya Kuzgun Veli’den kalan yüklüce miktarda altın da vardır.
Memed Müslüm’ü Seyran ve Hürü Ana’yı getirmesi için
gönderir. Bu sırada kendisi de portakal bahçesi ve ev alıp artık eşkıyalığı
bırakacaktır. Dağlardaki namını da Ferhat Hoca yürütecektir. Memed bir portakal
bahçesini içindeki ev ile birlikte alır. Eşyasını hazırlamaya koyulur.
Abdülselam Hoca en büyük yardımcısıdır. Eşyasının büyük bölümünü Zeynullah’ın dükkânından
alır. Zeynullah’ın dükkânı aynı zamanda kasabada ve civarında yaşanan tüm
olayların, dedikoduların yayıldığı bir mekandır. Memed sık sık bu mekâna da
gider. İnce Memed çetesinin yaptıklarını da yine burada öğrenir.
“Evet beyler, İnce Memedi halk yüceltti, onu
evliya, peygamber, seviyesine getirdi. Demek ki buna ihtiyacı var. Demek ki biz
halkın ihtiyacını karşılayamadık. Ona zulmettik. Onu hala insandan saymıyor,
onu aşağılıyoruz. O da başkaldıran birisini bulursa kendi adına, kendisinden
birisini bulursa onu koruyor, evliya yapıyor, başına da taç ediyor. Adı
Memedse, kendisi de yediden yetmişe adını değiştirip Memed oluyor…” (İnce
Memed 4, Sayfa, 179)
“İnce Memeden bir daha haber alınmadı,
imi timi bellisiz oldu.” (İnce Memed 4, Sayfa,
638)
“O gün bugündür, Dikenlidüzü, Çiçeklideresi, Menekşe,
Yanıkören köylüleri ve bitekmil öteki Toros köylükleri toprağa saban atmazdan
önce giyinirler, kuşanırlar düzlüklere, koyaklara, ovalara çıkarlar,
çakırdikenlerden, karaçalılardan, kevenlerden, devedikenlerinden büyük öbekler
yığarlar, köyün en yakışıklı delikanlısıyla, en güzel kızı öbeklere ateş
verirler. Büyük bir toy düğünü kurulur. Halaylar çekilir, görülmedik eski
zaman, yeni zaman oyunları oynanır, sevinç türküleri dağları aşar, yolları,
belleri, ovaları tutar, ülkeden ülkeye yayılır. Sevinç türküleriyle birlikte
de, öbeklerden yalımlar düzlüklere, koyaklara, ovalara atlar. Yalımlar, bütün
gece toprağı yalar, bir sel gibi akarak, her yanı sarar, bu ateşle birlikte de
Alidağının, Düldül dağının, Yıldızdağın, Binboğanın doruklarında birer top ışık
patlar, dağların doruğu üç gece ağarır, apaydınlık, gündüz gibi olur.” (İnce Memed 4, Sayfa, 638,639)
KİTAPTAN NOTLAR
Dördüncü
cilt serini son ve sayfa olarak en fazla olan kitabı. Bu ciltte daha önceki
ciltlerde başlayan pek çok olay sonuca ulaşmakla beraber her kitabın sonunda
imi timi bellisiz olmasına rağmen; Memed’in bir sonraki ciltte ortaya çıkmasına
alıştığımdan mıdır sanki kitap bitmemiş de; bir sonraki cilt de varmış gibi
geldi bana. Galiba yazarımız kıyamamış Memed'i öldürmeye...
Ancak cevaplanmayan sorular da bana kitabın bitmediği izlenimini
arttırıyor elbette. İlk ciltte Iraz’ın
alıp götürdüğü Memed’in Hatçe’den olan bebeğinin akıbeti, Dördüncü ciltte
Memed’i takip eden adamın kimliği ve her ne kadar Topal Ali ima etse de
Murtaza’yı öldürüp öldürmediği,Ferhat Hoca’nın geçmişiyle ilgili birkaç ayrıntı
verildiyse de tam olarak nereden gelip nereye gittiği, yanıtı verilmeyen
sorulardan.
Memed
bu ciltte devedikenlerinin içinden geçerek başlamakta maceraya. Kitabın sonunda
da birinci ciltten beri Memed’in mücadele ettiği çakırdikenler, karaçalılar,
keven dikenleri ve deve dikenleri halkın yaktığı ateşle temizlenmekte.
Her
ne kadar romanlara gerçekçi bir anlatım hâkimse de bazı bölümler masalsı
destansı özellikler taşımakta. Yağız at bu destansı özelliklerin en öne çıkanı
elbette.
Roman
boyunca Jandarmalarla çok fazla çatışma yaşansa da Memed’in hiç jandarma
öldürmemesi, sadece yaralaması bence Memed’in öne çıkan özelliklerinden.
Jandarma demişken; söylemeden geçemeyeceğim. Jandarmaların köylüye yaptıkları
eziyetler inanılır gibi değil. Halkı koruma ile görevli askerler adeta
güçlülerin sopası olup çıkıyorlar. Bir tek Asım Çavuş, halkı seven onurlu bir
asker görüntüsü çizmekte. Roman boyunca öldürülen iki jandarmayı da yazar yine
Memed’ e değil de Bünyamin’e öldürtmeyi tercih etmesi onları düşmanı gibi değil
de emir kulu olarak görmesinden galiba.
“Adam amma da Karafırtına gibi bir adammış. Köyde ayağının üstünde kalabilecek bir tek adam bırakmadı. Yediden yetmişe hepimizi, kadın erkek, kız kısrak demeden yataklık etti.” (İnce Memed 4, Sayfa, 568)
Bir de ağaların dağlarda
yine halka karşı kullanmak için besledikleri eşkıyalar yok değil. Ancak Memed
kimsenin maşası olmaması, kimsenin namusuna göz dikmemesi bakımından erdemli
bir eşkıya portresi çizmekte ve gönülleri kazanmaktadır.
Sonuç
olarak diyebilirim ki, dört ciltten oluşan 2163 sayfalık dev bir eseri okumak
çok zor gibi görünse de su gibi akan, halk diliyle desteklenen bu eşsiz eseri
okumak benim için son derece keyifli bir okuma oldu. Okumakta gecikenlere
şiddetle tavsiye olunur.
“Dünyada hiçbir şeyden, yılandan ejderhadan,
beyden paşadan, aslandan, kaplandan, tek boynuzlu gergedandan korkmayacaksın,
ille de köylü milletinden korkacaksın. Ne dostluğuna güveneceksin, ne de
düşmanlığına. Bir bakmışsın dostken düşman, düşmanken dost olmuşsun.” (İnce Memed 4, Sayfa, 24)
“Yılanlar
insanlar gibi değil,onlar dostluğu da düşmanlığı da unutmazlar.” (İnce Memed 4, Sayfa, 34)
“İnsan
korktuğu için öldürür, kendini de başkalarını da. En çok korkan, korkunun son
sınırına varana dek korkan, korkudan başka hiçbir şeysi kalmamış insan en
yürekli insandır.” (İnce Memed 4, Sayfa,
472)
“ Bu dağlarda on kez ölmeden, bir kez
dirilemezsin” (İnce Memed 4, Sayfa, 557)
YEPYENİ KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE...
Bu seri müthiş güzel bir seri değil mi? Benim favori serimdir.
YanıtlaSilMerhaba. Elinizdeki seri YKY'de kaçıncı baskı acaba?
YanıtlaSilelimdeki seri, yapı kredi yayınları 1. baskı 2004,
SilTeşekkürler. Ben de öyle tahmin etmiştim. Çünkü YKY genelde sonraki baskıların baskı sayılarını kapakların üzerinde belirterek kitabın orjinalliğini bozuyor, ben de bu konuda çok takıntılıyım. Elinizdeki seri çok temiz kullanılmış. İnşallah ben de temiz bir 1. baskısını bulabilirim.
Silİyi okumalar.
Umarım istediğiniz seti bulursunuz...ben set olarak 2004 de almıştım. hiç birinde baskı sayısı yok sanırım. siz söyleyince dikkat ettim ben de.. çok dikkatlisiniz..
Sil● Okuduğunuz eseri kısaca özetleyin.
YanıtlaSil● Eserin türü hakkında bilgi verin.
● Olay örgüsünü sıralayın.
● Eserin anlatıldığı dönem ile ilgili bilgi verin.
● Yazarın biyografisinden yola çıkarak yazar eser arasındaki ilişkiyi yazın.
● Eserin konusunu, ana fikrini ve önemli 2 karakteri hakkında bilgi verin.
● Eserde sizin ilginizi çeken yada size ileti veren bir söz veya cümleyi açıklayın.
Bu sorular hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
● Okuduğunuz eseri kısaca özetleyin.
YanıtlaSil● Eserin türü hakkında bilgi verin.
● Olay örgüsünü sıralayın.
● Eserin anlatıldığı dönem ile ilgili bilgi verin.
● Yazarın biyografisinden yola çıkarak yazar eser arasındaki ilişkiyi yazın.
● Eserin konusunu, ana fikrini ve önemli 2 karakteri hakkında bilgi verin.
● Eserde sizin ilginizi çeken yada size ileti veren bir söz veya cümleyi açıklayın.
Bu soruları kısaca cevaplar mısınız? İnce memed 4
yazımda hemen hemen sorduğunuz tüm soruların yanıtlarını bulabilirsiniz. iyi okumalar size... :)
Sil