MERHABALAR, DEĞERLİ
KİTAPLARIM OLMADAN ASLA OKUYUCULARIM;
“Anavarza
kayalıkları onun için bu yankılardır, bu kurşun sesleridir, bu kokudur.
Anavarza göğünde kanlı kartallar döner. İyi anımsıyor. Onun her zaman en
korkunç anısıdır bu kurşunlu gece, bu yankılar, bu sabah sabah kartalların
süzülmeleri.” (Sayfa 8)
ARKA
KAPAK
Hasan
aile onuru uğruna akrabaları ve köylülerin baskısıyla annesini öldürmek zorunda
kalır. Dokuz yaşında işlediği bu cinayeti hiçbir zaman aklı almayacak, kabullenmeyecek
ve anlamlandıramayacaktır. Toplumsal cinnetin bir çocuğu katil olmaya
sürüklemesinin romanı Yılanı Öldürseler kurban kavramına odaklanır.
“Zengin yaratısı, Yaşar Kemal'i herkese seslenen
zaman ötesi büyük klasiklere yaklaştırmaktadır.”
- Michel I. Makarius, Jeune Afrique,
(Fransa)
“Yılanı Öldürseler'deki derinlik hem ekonomik ve
toplumsal yanları gösterilerek işlenen temanın anlamsal yoğunluk taşıması, hem
de roman kişilerinin karakteristik özelliklerinin başarıyla işlenmesinden
kaynaklanır.”
- Feridun Andaç, Yazınsal Gerçekçiliğin
Boyutları-
“Susmanın
büyük ustası olmuştu. Konuşunca da, adamını bulunca veryansın ediyordu
konuşmaya.” (Sayfa 21)
ÖZET
Kitabımıza , yazarımızın çoğunlukla fon olarak seçtiği
Çukurova, hatta bu defa kendi doğduğu köy olan Hemite köyü mekan olmaktadır. Dünyalar
güzeli Esme, Abbas’ı sevmektedir. Anavarza kayalıklarında gizlice
buluşmaktadırlar. Esme ile Abbas evleneceklerdir.
Ancak Halil de Esma’ye göz koymuştur. Ne kadar ikna etmeye çalışsa da Esme
Abbas’tan vazgeçmez.
Abbas, Esme Yüzünden birkaç kişiyi yaralamış, kaçak
durumundadır. Bunu bilen Halil, Abbas ile
Esme’nin Anavarza kayalıklarında buluştuğu bir anı fırsat bilerek,
Jandarmaya haber vererek Abbas’ı yakalatır.
“Senin
hiçbir günahın yok bacım,” diyordu Mustafa. “Gene de sen burada durma git. Seni
öldürecekler bacım. Seni öldürmüyorum, diye anam benimle konuşmuyor.” (Sayfa
35)
“...
Senin ölüm kağıdın boynunda asılıp durur. Seni kimse öldürmezse anam seni,
kendi öz oğlun Haşana öldürtür...” (Sayfa 36)
“Oğlum
yanımda yokken yaşamaktansa, oğlum yanımdayken ölmek daha iyi...” (Sayfa
37)
Abbas’ın yokluğunu fırsat bilen Halil, yanına aldığı
arkadaşları ile Esme’yi kaçırır. Irzına geçilen Esme; Halil ile evlenmeye mecbur
olsa da bir sene boyunca oğlu Hasan’ı kucağına alana kadar konuşmaz. Kaderine
razı gibi görünse de Esme Abbas’ı sevmekten vazgeçmez.
Hapisten çıkan Abbas ilkin Esme’nin evine gelir. Esme
onu gönderir. Ancak çok geçmeden Abbas; Esme ve Hasan ile aynı sofrada yemek
yemekte olan Halil’i öldürür. Esme’yi kaçırır. Altı yaşındaki Hasan bu esnada
babasının ölüsü ile evde kalmıştır. Ancak Abbas köylülere yakalanır. Abbas’ı
öldüren Halil’in kardeşleri Esme’yi de döverler. Tüm köylü tarafından özellikle
de Halil’in annesi tarafından Halil’in katili olarak Esme kabul edilir. Esme
ölmeden Halil’in kanı yerden kalkmayacak, mezarında rahat yatamayacaktır…
“O
kadar kan döküldü ki bu köyde, kanda boğulacağız.” (Sayfa
38)
“Tetikte
bekliyordu Esme. Oğlundan korkuyordu. Bu sessizlik oğluna bir şeyler
yapacaktı.Eli yüreğindeydi.” (Sayfa 51)
Hasan’ı da bu sözlerle bilemeye başlarlar. Her şeyin
farkında olan Esme Hasan’ı alıp kaçmayı denese de Halil’in kardeşlerine
yakalanır. Esme çaresiz kendisi için hazırlanan sonu bekler.
DEVAMI KİTABIMIZDA…
KİTAPTAN
NOTLAR
Uzunca bir süredir blogumda paylaştığım kitapları
listelemeye başladım. Okuma listesi oluşturma bakımından faydalı bir çalışma
oldu benim için. Listeyi oluşturduğumdan beri beni rahatsız eden bir şey oldu.
Çok sevdiğim hatta; kitaplarını set halinde aldığım pek çok yazar blogumda layık
olduğu yeri alamamış maalesef.
““Ananı
öldürme,” dedi. Ananı öldürme Hasan. Anan gibi dünya güzeli öldürülmez zaten.
Anan değil, yedi kat yabancı olsa böyle bir güzele insan kıyamaz. Allah'ın
özenip bezenip bin yılda yaptığıdır anan gibisiler, onlar Allah'ın yeryüzündeki
sevgilileridir. Hasanım, Anan Allah'ın sevgilisidir.” (Sayfa
52)
Bunun bir sebebi; kitaplarını blogdan önce
okumuş olmam. Diğer sebebi de okuma zevkime yeni yazarlar eklemem. Yaşar Kemal
tartışmasız benim en sevdiğim Türk yazarı diyebilirim. Hatta haddim olmayarak,
Nobel Ödülü’nü de en çok hak ettiğini düşündüğüm yazardır kendisi. Blogumda
İNCE MEMED DÖRTLEMESİ, DAĞIN ÖTE YÜZÜ ÜÇLEMESİ ve AĞRI DAĞI EFSANESİ'ne yer vermişim.
Blogumda daha fazla Yaşar Kemal olmalı diye düşündüm. Üstüne Türkiye gündemini meşgul eden kadın cinayetlerini tartışırken blogda yer vermek de şart oldu. Geçmişte okuduğum kitaplara
göz gezdirirken; elime Doğubayazıt anılarımı da tazelemesi bakımından Ağrı Dağı
efsanesine gitti. Ardından “Yılanı Öldürseler” geldi.
“...
Allahın sevgilisini öldürürseniz Allah hepinizi süründürür, başınıza taş
yağdırır, hastalıklardan kırılırsınız.” (Sayfa 56)
Yaşar Kemal, Yılanı Öldürseler romanını ilk kez 1976'da Cumhuriyet
gazetesinde tefrika olarak yayımlamıştır. Romana esin kaynağı olan annesini
öldürdüğü için hapse giren çocuk ile 1950 yılında Kozan Hapishane’sinde
tanışmıştır. Ben de kitabından önce Yılanı
Öldürseler ile ilkin filmi ile tanışmıştım. 1981 yılında Türkan Şoray’ın
yönetmenliğini ve başrol oyuncusu olarak yer aldığı film özellikle Aliye
Rona’nın oyunculuğuyla çok etkilemişti beni.
“İnsan
anasına kıyamaz, ana kokusuna doyamaz.” (Sayfa 71)
Yazarın babası da 5-6 yaşlarındayken camide öldürülmüştür.
Bu anlamda Hasan ile Yaşar Kemal’in hayatı arasında bir benzerlik vardır.
Filmde Hemite köyünün kullanılması, Anavarza Kayalıkları ile köyün
yakınlığından yola çıkılarak kitaptaki köyün de yazarın köyü olduğu
düşünülmektedir.
“Kadınları
çocuklara öldürtürler..” (Sayfa 72)
Buradan hareketle söylemeden edemeyeceğim; Yaşar Kemal’in
eserleri Türk Sineması’nda bolca yer almış, Türk Sineması'na katkı sağlamıştır.
Yılanı Öldürseler dışında, İnce Memed, Ağrı Dağı Efsanesi, Beyaz Mendil, Namus
Düşmanı, Ala Geyik, Ölüm Tarlası, Yer Demir Gök Bakır…
102 sayfalık kısacık bir kitap. Ancak kitap bittiğinde
insanın yüreğine ağırlık çöktürüyor. Konusu bakımından mekân ve zaman
bakımından zamansız bir kitap. Çünkü hala günümüzde benzer olaylar devam
etmekte, kadına şiddet olayları benzer sebeplerle maalesef yaşanmaktadır.
“Kırlangıç
yuvasını bozmak, gözünün içine bile yapsa kırlangıç yuvasını, günahların en
büyüğüydü. Köyde kırlangıç yuvası bozduğundan dolayı çolak olmuş birkaç kişi
vardı. Birkaç kişi de titrek olmuştu. Elleri ayakları, gövdeleri titreyerek
dolanıyorlardı köyün içinde.” (Sayfa 73)
Kitabı set olarak 2004 yılında Yapı kredi’nin yeni çıkardığı
zamanlarda almıştım. Kapak tasarımı bence çok güzel. Ayrıca kitap içindeki çizimler de yine Abidin Dino'nun muhteşem elinden çıkmış. Kapak ile ilgili yapacağım
tek olumsuz eleştiri, arka kapak yazısında Hasan’ın annesini vuracağının
yazılması. Filmi izlememiş ve kitabı ilk defa okuyan okur için bence
verilmemesi gereken bir ayrıntı.
“Yılan
yağacak Çukurun üstüne... Ateş yağacak... Çekirge yağacak, solucan, kaplumbağa,
böğürtleç, kertiş yağacak... Adana selden, Ceyhan yelden, Misis yılandan,
Tarsus bataktan gidecek... Anavarza yanmış harap olmuş... Sinekten, karıncadan
gidecek Anavarzada kim kalmışsa, ne kalmışsa...” (Sayfa
84)
YENİ
KİTAPLARLA GÖRÜŞMEK ÜZERE…
Çok detaylı bir inceleme. Teşekkürler:)
YanıtlaSilÇok sevdiğim yazara layık bir inceleme olsun istedim... Beğenmenize sevindim... Teşekkürler...
SilYaşar Kemal benimde severek okuduğum bir yazardır. Bu kitabı okumadım ama Türkan Şoray'ın ocak başında örgülü saçlarını hiç unutmam. Hangi zihniyet Bir canlıya zarar vermeyi normal bulur ki aklım almıyor :(
YanıtlaSilYaşar Kemal'in kitaplarındaki dünyayı çok seviyorum. Bir de eşimden dolayı Akdeniz'i gezdikçe daha da bağlanıyorum o dünyaya... Ama yıllar geçtikçe, zihniyetin değişmemesi çok üzücü... Daha güzel dünya umudumu koruyamıyorum bazen...
SilYazar genelde Çukurova halkanın yaşantısını kaleme alıyor ve çok güzel anlatıyor. Böyle eserlere bayılıyorum. Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilÇukurova, Akdeniz'in yaşantısından yola çıkarak, Anadolu ve dönemin siyasi yaşantısına da ışık tutar Yaşar Kemal... Bu anlamda çok güzel bir aynadır...
SilSİZE KATILIYORUM. SOSYAL VE SİYASİ YAŞAMA GÖNDERMELER YAPTIĞI DA OLMUŞTUR.
Silmuazzam bi inceleme kitabın hakkını vermişsiniz.
YanıtlaSilÇok teşekkürler... Sevgiler..
SilFilmini izlemiştim kitabı okumadım ama gerçekten okunması gereken klasiklerden. Güzel yorum için teşekkürler ☺️
YanıtlaSilKitapta anlatılan konu ülkemizin kanayan yarası... okunması gerekenlerden...
Sil